Latif Bozdoğan

Milat

Marazdan cevher üretmek

Her birimizin içinde, dışarıdan görünmeyen, gürültüsüz ve loş bir laboratuvar var. Bu, zihnimizin en derin mahzenidir; burada en tehlikeli zehirler damıtılır, en yakıcı asitler köpürür ve en oynak gazlar sürekli bir patlama tehdidiyle genleşir. Bizler, gündelik hayatın koşuşturması içinde bu mahzenin varlığını unutmaya çalışır, kapısını sıkı sıkıya

Göze görünmeyen hakikatin simyası

Dün gece yarısı uyandığımda, içimde bir yerlere sığmayan o kadim sızıyı hissettim yeniden. Ne bedensel bir sancıydı bu, ne de zihnin yorgunluğu. Sanki ruhum, içinde bulunduğu bu etten kafese dar geliyor; varlığın sırrını fısıldayan atomların sesine kulak kesiliyordu. O an anladım ki, benliğimizin en büyük sırrı, göze görünmeyen âlemde, maddenin en

Gelecek şimdi başlıyor

İnsanlık, tarihinde daha önce hiç tanık olmadığı bir teknolojik yakınsamanın eşiğinde duruyor. Elektriğin, internetin ve akıllı telefonların aynı anda hayatımıza girdiğini düşünün. İşte bu devrimsel etki, yapay zekâ, blokzincir ve kuantum hesaplamanın kesişimiyle şu anda gerçekleşmek üzere. Bu üç büyük dalganın aynı anda sahile vurması, önümüzdeki

Her şey güzel olacak tesellisi

Dizleri kanayan bir çocuğa eğilip fısıldanan ilk cümlelerden biridir bu. Henüz mantığın ve olasılık hesaplarının girmediği o masum dünyada, acıyı dindiren, gözyaşını kurutan sihirli bir tılsımdır. O an ne yaranın derinliğinin ne de yara bandının renginin bir önemi vardır; annenin veya babanın sesindeki o sakin ve kendinden emin neva, geleceğin şimd

Tehir sanatının gizli efendileri

O orada, hemen yanı başında durur. Gecelerdir aynı sayfada açık kalmaktan kenarları kıvrılmış o kitap. Hafızanın kuytularına ertelenmiş o mühim telefon konuşması. Başlamak için ilhamın en parlak ânını bekleyen o bembeyaz sayfa. Harekete geçmek için her şey müsaittir; zaman vardır, imkân vardır, niyet dahi bir anlığına belirip kaybolmuştur. Lakin be

A harfi

Sessizliğin rahminden kopan ilk feryat, bir harfin suretine bürünseydi, o mutlaka 'A' olurdu. Kâinatın sonsuz sükûtunu yırtan bir bebeğin ciğerlerinden boşalan o ilk nefes, kelimelerden ve dillerden azade, varoluşun en saf ilanıdır: "Aaaaa…" Bu ses, bir isyan değil, bir beyandır; yokluktan varlık sahnesine atılmış bir imza, can verilmiş çamurun ilk

Hemen meyve isteyenler ülkesi

Zeytin ağacını diken bilir ki, çoğu zaman kendi gölgesinde oturamayacaktır. Çünkü o inatçı ve bilge ağaç, meyvesini hemen vermez; nesilleri aşan bir sabrın eseridir. O, ekenin değil, ondan sonra gelecek nesillerin sofrasına bereket getirmek için büyür ve köklerini en çorak topraklara, kayaların arasına, yüzyılların bilgeliğiyle salar. Zeytin ağacı

Zihnimizin yeni alfabesi

Sanki bizim medeniyetimizin mürekkebi, sevdiğinin o kargı kaşının ucundan damlamıştır. Zaman, belki de ikindi güneşinin vurduğu bir cumbanın loşluğudur şimdi. Mekân ise sükûnetin ve burnunuza usulca dolan o eski kitap kokusunun zihni terbiye ettiği bir odadır. O kaş ki, hem bir güzellik nişanıdır hem de en usta hattatın kamış kalemine ilham veren o

Haritanın bittiği yer

Avucumuza, büyüklerimizden miras, sararmış bir parşömen bırakıldı. Bu, babalarımızın ve onların babalarının dünyası için kıymetli ve onurlu bir rehberdi. Üzerindeki tek rota, ağırbaşlı ve kutsal bir mürekkeple çizilmişti: Okulunu bitir, bir meslekte derinleş, sabırla çalış ve o yoldan asla sapma. Peki ya o güvenli rotanın vardığı yer, artık bir uçu

Kardelen inadı hercai sitemi

Kışın en amansız vaktinde, her şey donmuş ve susmuşken, bembeyaz örtüyü bir haykırış gibi delen o incecik tomurcuk, kardelendir. Onun varlık sebebi, baharı beklemek değil, zorluğun tam kalbinden kendi baharını inşa etmektir. O, karın içinde saklı bir 'vazgeçmeme' yeminidir. Hercai menekşe ise başka bir tabiatın sesini dinler. Adındaki 'hercailik' b