İsrafil Bayrakçı

Milli Gazete

Karanlıkta kalmış bir ülkenin ışıksız hikâyesi

Gazze'deki zulüm artık rakamların, istatistiklerin, hatta kelimelerin bile kifayetsiz kaldığı bir noktaya ulaşmıştır. Burada insanlık sınavı verilmektedir; ne din kalmıştır ne ırk, ne yaş ne de engel… Siyonist vahşeti öyle bir hal almıştır ki, görmeyen bir yüreğe sahip olanlar bile bu manzarayı görebilir hale gelmiştir. İşte buna canlı bir örnek:

Engelliye engel olan zihniyeti engellemek gerek

Engelli kardeşlerimiz için sözde değil özde adımlar atmak artık bir vicdan değil, mecburiyettir. Çünkü mesele sadece bir asansör yapmaktan ya da kaldırıma rampa koymaktan ibaret değildir. Asıl mesele, bu insanların hayata katılmasını sağlayacak sistemli, kalıcı ve kapsayıcı politikaların hayata geçirilmesidir. Lakin bugüne kadar yapılanlar, pansuma

Sadece toprak değil, ayağımızın altından neler kaymıyor ki

Gündemi ustalıkla yönlendiren, halkın dikkatini asıl meselelerden uzak tutmada mahir olan iktidar, bugünlerde yine aynı oyunu sahnelemekte. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum iddiaları, medya manşetlerinde, sürmanşetlerde yer bulurken; arka planda milletin geleceğini ipotek altına alacak kararlar jet hızıyla alınmakta. Özelle

İstanbul Sözleşmesi gitti, ruhu dolaşmaya devam ediyor!

Yıllarca "Avrupa Birliği" hayaliyle, Batı'nın gözüne gireceğiz diye kendi öz değerlerimizden, kadim kültürümüzden bir bir taviz verdik. Gecenin sessizliğinde, milletin uykuda olduğu vakitlerde çıkarılan torba yasalarla, halkın ruhunu, özünü bilerek baypas ettiler. Bir gün kalktık, aile yapımıza, inancımıza, geleneğimize zıt düşen maddeler yürürlüğe

Mazlumun umudu, vicdanın sesi: Millî Görüş

Dünyanın gözü önünde bir millet tükeniyor, bir şehir susuzluktan, ilaçsızlıktan, açlıktan ve bombalardan can çekişiyor: "Gazze". Ve biz... En çok biz susuyoruz. Söz çok ama eylem yok. Öfke çok ama adım yok. Oysa Batı bile utandı. Hollanda'da bir hükümet düşünün, Gazze için "hiçbir şey yapamadık" diyerek Dışişleri Bakanı başta olmak üzere 9 bakan is

"Vicdan engelini aşmadan, bu ülke düzelmez"

Son zamanlarda bazı sendika ve konfederasyonların "memurdan yana" görünen açıklamalarına bakıp da kimse aldanmasın. Bu tür manevralar, yıllardır aşina olduğumuz klasik "gaz alma" operasyonlarından başka bir şey değildir. Geçmişte de sarı sendikacılık yapanlar vardı. İşçinin hakkını koruyor gibi görünüp patronla yan yana poz vermekten geri durmayanl

"Sobanın tütsüsüyle, gerçeklerin ısıtıldığı memleket: Erzurum"

Mayıs'ın ortasında, Ankara'nın beton sıcağından kaçıp Erzurum'un dağ serinliğine sığındık. Düşündük ki, memleketin o özlenen serin havası, bir nebze ferahlatır bizi. Lakin yanılmışız… Öyle bir serin ki bu, Temmuz'un ortasına kadar sabah akşam soba yakmadan oturamadık. Hani diyor ya halk: "Serin dedik derin çıktı, El ocağı bizi yıktı. Yayla değil bu

"MİLLET UYANIYOR ARTIK, GERÇEKLERİ GÖRME ZAMANI"

Gözümüzü dört açmamız gereken günlerdeyiz. Öyle bir zamandayız ki; hem inancımız hem üretimimiz hem de irademiz sınanıyor. Sessiz kalırsak kaybedeceğimiz sadece bugün değil, geleceğimizdir. Leman dergisinin Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (sav) yaptığı alçakça karikatür kabul edilemez. Bu, sadece bir inanca değil, milyonların onuruna yapılan bir sal

"Mazlumların yüreğinde bir umut: İran"

Ortadoğu'da tarih bir kez daha tekerrür ediyor. Ancak bu kez senaryoyu yazanlar değil, acıyı çekenler kazanmaya başladı. İran ve İsrail arasında günbegün tırmanan savaş, artık sadece iki ülkenin değil, insanlığın ve vicdanın savaşı haline gelmiştir. İsrail yıllarca Filistin'de uyguladığı zulüm politikalarıyla masum halkın üzerine çöken karanlık bir