"Mazlumların yüreğinde bir umut: İran"
Ortadoğu'da tarih bir kez daha tekerrür ediyor. Ancak bu kez senaryoyu yazanlar değil, acıyı çekenler kazanmaya başladı. İran ve İsrail arasında günbegün tırmanan savaş, artık sadece iki ülkenin değil, insanlığın ve vicdanın savaşı haline gelmiştir.
İsrail yıllarca Filistin'de uyguladığı zulüm politikalarıyla masum halkın üzerine çöken karanlık bir gölge oldu. Şimdi, yıllar boyunca uyguladığı sistematik baskının ve işgalin bedelini ödemeye başladı.
Ne yapsa olmuyor; dünya artık kanmıyor. Gözyaşları, molozlar altındaki çocuklar, yakılan camiler ve yıkılan hayatlar... Artık kimse İsrail'in "mazlumluk" tiyatrosuna inanmıyor. İsrail'in tiyatrosu dağılırken, İran mazlumların umudu oluyor.
Öte yandan İran'ın bu noktadaki kararlılığı da dikkat çekici. Dün sabahki kısa süreli ateşkesin ardından İsrail'e yeniden yönelmesi, yalnızca stratejik değil, ahlâki bir mesajdır: "Mazlumun yanında olun, zalime fırsat vermeyin." Ve bu mesaj yerini buluyor.
Bir Anadolu Annesi Diyor ki:
"Ben evlatlarımı bayram sabahı sevinçle kaldırmak isterdim. Ama yıllardır Gazze'deki anneleri izliyorum... Bir çocuğun kefenle uyandığı dünyada hangi bayram sevinçtir ki İran vurdukça içim biraz olsun soğuyor. Çünkü artık biri, zalime 'Dur!' diyor."
Adıyamanlı bir dede: "Yıllardır ağlayan hep Filistin'di. Şimdi sıra İsrail'de. Bu da adaletse, hoş geldi."
Yozgatlı çiftçi ise: "Ben buğday ekiyorum, İran adalet ekiyor. Hasadı hepimiz biçeceğiz."
İsrail, ABD'yi yanında görmek istiyor. Lakin Trump dâhil birçok lider, bu kez adım atmadan önce iki kez düşünüyor. Netanyahu'nun geçmişten taşıdığı kirli pazarlık dosyaları artık işe yaramıyor.
Çünkü dünya sahnesinde vicdanlar uyanıyor.
Bu noktada sorumluluk bizim de omzumuzda. Türkiye; Kudüs sevdalılarının, Gazze yetimlerinin, Mescid-i Aksa'ya hasretle bakan gözlerin umudu olmalıdır. İran'a bu süreçte verilecek destek, sadece bir devletin değil, ümmetin şerefidir. Türkiye bu savaşta arabulucu değil, vicdanın tarafı olmalı. Tarafsızlık, zulmü meşrulaştırır. İran'ın İsrail'e karşı duruşu, tüm mazlum halkların onurunu temsil ediyor. Bugün Türkiye, ümmetin vicdanı olarak net bir duruş sergilemeli.