Feminizmin, şiddetin ve vahşetin dermanı

Bu konu küresel bir konudur. Bunun bir de evrensel boyutu vardır. Onun için konumuz yalnızca feminizm, şiddet, vahşet ve cinayet değil, her yönü ileKur'an'dır. Geçen hafta yazımın giriş bölümünde bu hakikati dile getirdim.Şiddeti bozgunculuk için kullanan da, şiddetin tahribatı içinde kıvranan daŞiddetçi zâlimlerin ve şiddet gören mağdur zâlimlerinde çaresiz olduklarını kaydettim. Bu ifadeler, yalın eleştiri değildir. Kur'an-ı Kerîm her tür derdin dermanıdır. Bu kitap önce suç işletip sonra suçluyu cezalandırma anlayışını reddeder. Öncelikle insanı hikmet ile eğitir. Onu halis mümin olarak yetiştirir. Hatta henüz konuşacak seviyede bebekken onu "Allah" dedirterek konuşmaya başlatır. "Ahlâkî hamide" kazandırır. Tevhid ehli olmasını sağlar. Onu donanımlı birey ve kıvamında insan olarak topluma katar. Baba olarak kıvamında koca, ana olarak da salihâ bir zevce yetiştirir. Bütün müminlerin birbirlerinin kardeşleri olduğunu perçinler. Kavimleri, kabileleri millet, milletleri ümmet yapar. Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e inanıp itaat edenleri, ümmetlerin en hayırlısı olarak tanıtır ve onlara cennet vadeder. Bu mükemmel, büyük ve kapsamlı dava, ateizm, feminizm, deizm, şirk, küfür, nifak, şiddet, vahşet ve cinayet gibi her tür beşerî iddialardan yücedir ve münezzehtir. Hatta ilâhî olmalarına rağmen bugünkü Hristiyanlık ve Yahudilikten de münezzehtir, beridir. Ehli kitap kendi kitaplarına ihanet ettiler. İhanetleri yüzünden kitabın ilâhî ahengini bozdular. Tahrif ettikleri kitapları onları güven bunalımına sürükledi. Bu yüzden de kendi dini değerlerini yaşama sıkıntısı çekip zorlanıp durdular. Kıskançlık girdabına kapıldılar. Çare aradılar. Çaresizliklerini, kendilerini düzelterek çözecekleri halde İslam'a düşman olma krizine tutuldular. Beşerî artıklarını bizim cahilleştirilmiş gençliğimizin kof kafalarına bocaladılar. Nesillerimizi zehirlediler. Bunun devamı için hakikat dışı çok taktik uyguladılar. Demokrasi, laiklik,