"MİSKAL-İ ZERRE"

"Miskâl'i zerre" büyük davanın temel esaslarından ve büyük kitlelerin bağlı olduğu vecibelerinden yüce bir değer olarak süregelmiştir. Bu yüce değere yürekten inanıp uygulayanlar, büyük fetihlere mazhar olmuşlar, gittikleri yerlerde insanlara güven vermişler. "Miskâl'i zerre"nin bu kadar etkili oluşunda iman, merhamet, şefkat ve adalet gibi çok yüksek manevi değerler sistemi mündemiçtir. "Miskâl'i zerre" kavram olarak derûnî bir mana ihtiva etmektedir. "Miskâl" şer'î ağırlık birimlerinden biridir. Bu kavram, "zerre" kavramı ile kullanıldığında molekül ya da atom şeklinde değerlendirilir. Netice olarak "miskâl'i zerre" en küçük maddî varlık demektir. Bu kavram ile Kur'an-ı Kerim çok köklü bir şuur aşılamaktadır. Bu şuur, Allah Teâlâ'ya inanmanın ehemmiyetini, hakka riayetin hassasiyetini, ameli sâlihin rûhaniyetini, sorumlu olmanın ciddiyetini ve net adaletin misakıdır; O lüb akıl sahipleri ki, Allah'ın ahdini yerine getirirler ve verdikleri sözü bozmazlar. (Ra'd:1320) Bu ayetteki mesaj gerçekten manidardır. Allah'ın ahdini yerine getirmeyen ve verdikleri sözden cayanların aklı ermeyen özürlüler olarak nitelendirilmektedir. Diğer bir ayette de O felaha eren müminler ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler. (Müminûn:238) Bu ayette de emanetlerine riayet etmeyen ve verdikleri söze riayet etmeyip cayanlar, felaha eren müminler kalitesini kaybeden zavallılardır. Bu mesaj çok önemli ve ciddi mesajdır. Nice, Allah'ın ahdini yerine getirmeyen ve verdikleri sözden cayan hem deemanetlerine riayet etmeyen sorumluların, gelip geçici bu fani dünyadan hesaba çekilecekleri gün, nelerin olacağından gâfil olarak ölmeleri çok acı birer kayıp ve nedamettir O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere kabirlerinden fırlayarak bölük