Beşerî sistemin enkazı ve Kur'an

Beşerî yönetimler, ilâhî yönetimden genelde farklıdırlar. Beşerî yönetimler zaaflar karmaşasının birikimleri olan kararlarla otoritelerini sürdürürler. ilâhî yönetim fıtrîdir, hak ve adalet ilkelerine dayalıdır. Fıtrî sistemde, hak kime ait ise adalet onun lehine tecelli eder. Beşerî yönetimler, ihtiyaç duydukça ve genelde çıkara dayalı kanunlarla devlet yönetirler. Onun için her fırsatta kanunu değiştirebilirler. Bu yüzden de değişkendir. Beşerî yönetimler, insan fıtratına uygun yönetim gerçekleştiremezler. Beşerî yönetimlerde özellikle demokrasi gibi sistemlerde her iktidar değişikliğinde, gerek hukukî alanda ve gerekse devlet kadrolarında zorunlu değişiklikler yaparlar. Esasında beşerî sistemlerde devletin de insanın da sahibi yoktur. İnsan sürekli olarak endişelidir. Onun için de kanun koyucular, koydukları kanunlarla kendi görüş ve çıkarlarını, başkalarına rağmen ön planda tutar ve geçinirler. Hatta koydukları kanunlar ile yönettikleri insan kesimlerini köleleştirmeyi yeğlerler. Böyle durumlarda köleleştirdikleri insan kesimlerini baskı altında tutabilmek için cahil bırakırlar ve dahası onları ideolojik şartlandırmalarla aptallaştırırlar. Halkı başsız ve lidersiz sürüler halinde yönetmeye özen gösterirler. Halk başsız, lidersiz, sahipsiz, dağınık ve çaresiz olduğu için onları parça parça yönetmek için çeşitli uyduruk kuruluşlara yamalama ve oyalama taktiği güderler. Öylesine oyalarlar ki bir tarafta demokrasiyi tanrılaştırırlar, diğer tarafta kendilerine oy vermeyen halkı bir paket şekere satılık ilan eder ve inadına suçlarlar. Kur'an-ı Kerim'de buna ilginç örneklerden biri; Firavun örneğidir; Firavun, kavmini basitleştirerek aptallaştırdı. Onlar da ona itaat ettiler. Artık onlar fâsık toplum oldular. (Zuhruf:4354) Bu uygulamayı yalnız Firavun yapmış değildir. Bunu Mekke müşrikleri Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme uygulamaya kalkıştılar. Cenabı Hak bunu ilginç bir ifade ile dile getirir. Ey Resûlüm Sen sabret. Gerçekten Allah'ın vaadi haktır. Kesin ve net imanı olmayanlar, seni hafife alıp kötü duruma düşürmesinler. (Rum:3060) Bu ayet gerçekten çok manidardır. Çünkü bunun en acımasızını ve dünya tarihinde görülmemişini, haçlı ve Siyonist