Hüseyin Öztürk

Yeni Akit

Türkiye Yüzyılı ve Milli Devlet

Türkiye yüzyılına girerken artık siyasetin de yol haritası netleşmeli. Siyaset çöplüğündeki veya gidecek partilerin yüzünden, siyasetin dengesi bozulmakta ve devlete de millete de büyük yük ve yorgunluk getirmektedir. Bugün ülkemizde iki siyasi zihniyet vardır. Birincisi yönünü Haçlı Batı'ya dönmüş İttihat ve Terakkicileri temsil eden Halk Partisi

Ankara da beş yıllık zulümden kurtulmalı

Ankara da İstanbul gibi beş yıllık zulüm zihniyetinden kurtulmalı. Bir Ankaralı olarak CHP'li belediye yıllarını iliklerine kadar yaşamış birisiyim. Ankara 1994 yılına kadar Çubuk'un fakir dağ köylerinden farklı değildi. Şehrin temizlenen tek yeri Çankaya idi. Kızılay'a varıldığında biraz büyük bir köye geliyordunuz. Şehrin dört bir yanından insan

İstanbul Beş Yıllık Zulümden Kurtulmalı

İstanbul, sadece sınırlarımız içerisindeki bir şehir değildir. İstanbul, dünyanın hiçbir tarihi şehrine benzemez ve boy ölçülemez. Tarihine benzer bir tarih yoktur. Medeniyetine benzer bir medeniyet yoktur. Kültürüne benzer bir kültür yoktur. Güzelliğine benzer bir güzellik yoktur. Böyle bir şehir, beş yıldır bir yönetim zulmü içerisindedir. İki t

Beyan Yayınlarından İki Eser

Bu hafta Beyan Yayınlarından çıkan eserler arasından iki kitaptan söz etmek istiyoruz. Birinci eser, insanlığın tükendiği ahlaksız Batının, mazlum Filistin halkına karşı hunharca saldırılarını anlatan "Sevgili Gazze" isimli eser. Kitabın yazarı Doktor Orhan Alimoğlu, gözlemlerini-incelemelerini-araştırmalarını tarifi anlatılmaz duygularla yazmış.

Şehit Yüzbaşı Mehmet Tevfik'in edep yüklü mektubu

Şehit Yüzbaşı Mehmet Tevfik, 2 Haziran 1916 senesinde, Gelibolu'da İngilizlerin saldırısında yaralanmış ve şehit olmadan önce ailesine şu mektubu yazmış. Önce mektubu okuyalım. "Ovacık yakınlarındaki Ordugâhtan 18 Mayıs 1331 Pazartesi (1916) Sevgili babacığım ve valideciğim:Sebeb-i hayatım, feyz-i refîkım: Arıburnu'nda ilk girdiğim müthiş muharebe

Vicdan ve cüzdan israfı

Eskiler; "Hırs, tamah, ihtiras, doymak bilmeyen bir canavardır. İnsani hasletleri yerle bir eder ve tamiri, telafisi zordur" derler. Vicdan ve cüzdan israfına bu pencereden bakabilir miyiz bilemiyorum. Sözümüz bakalım diyenlere gelsin. Geçtiğimiz gün Üsküdar Fethi Paşa Korusu'nun tepe noktasında bulunan Dilruba Restoran'da iftara davetliydik ve il

Cahidi Sultan Hz.leri ve Çanakkale

Bir teferrüc eyleyip bakdım cihanın yüzüne, Her neye baktımsa, ibret görünür hep gözüme, Âkil isen can gözün aç, tut kulak bu sözüme, Bir değirmendir bu dünya, öğüdür bir gün bizi... Âlına aldanma sakın, mekr ile hîle kılar, Verdiğini gene alır, sanma ki bâkî kalır, İki taşın arasında dânenin ömrü n'olur Bir değirmendir bu dünya, öğüdür bir gün s

Edirne'deki Çanakkale Şehitliği ve Edirne Sarayı

Millet ve devlet olarak var olma mücadelesi verdiğimiz Çanakkale Muharebelerinin şehitleri ve gazileri, sadece Gelibolu Yarımadası'nda değil, bütün bir memleket sathındaki, mezarlıklarda yatmaktadır. İşte bu illerimizden birisi de Çanakkale Savaşıyla birlikte, Balkanlar'dan İstiklal Harbine kadar nice şehitlerimizin yattığı Edirne'dir ama esas, 13

İmparatorluğun Yağması

Bu hafta tanıtacağımız eser, II. Abdülhamid Han'ı tahttan indiren zihniyetin, bin asırlık devleti içeride ve dışarıda nasıl yağmalattırdıklarını anlatan bir kitap. Eserin adından da anlaşılacağı gibi "İmparatorluğun Yağması", II. Abdülhamid Han'ın tahttan alınmasıyla başlayanbaşlatılan Balkanlar Savaşının hemen ardından Birinci Dünya Harbine kadar

Vakıf ve insan

Millet olarak vakıf medeniyetinin belki de dünyadaki tek temsilcisiyiz. Bu bir iddia değil, hakikattir. Sınırlarımız içerisinde ve gönül coğrafyamızda; mazlum, muhtaç ve ihtiyaç sahibi insanlara hizmetle birlikte, esas yine topraklarımızda ve gönül coğrafyalarımızdaki tarihi vakıf eserlerinin ihyası noktasında yapılanlara baktığımızda; bir iddia d