Hakkı Yalçın

Takvim

İtibar!

İNSANLARIN ceketini iliklemesini gerektiren mesleklerde özne para değildi. Hele görgüsüzlüğün ve soytarılığın simgesi hiç değildi. Kalemlerin teknolojik klavyeye yenildiği yıllar gazeteciliğin dil değiştirdiği yıllardır. Güçlüye sırnaşmanın ve çıkarcılığın ağır bastığı kefeler para edince bir meslek elden gitti. "Hiçbir şey" olmaması gerekenlerin "

Yazı-tura!

ÇOCUKLUĞUMUZDAKİ en masum bahis tutuşmasının adıydı "yazı tura." Orta parmağımızla baş parmağımızın arasına sıkıştırdığımız madeni parayı havaya atıp yere düşmesini beklerdik. Ben hep "tura" derdim. Tura görünen yüzüydü hayatın, yazı sinsi yanıydı, sadece maddiyat. Tura bebekti yumulmuş parmak. Yazı uçurtmanın ipine atılan jilet. Turada kimlik vard

Mezar!

HAYATI istediği gibi yaşayamamış uzak köylerdeki insanların mezar taşlarına, "100 yaşına kadar yaşadı ama dünyaya gelmedi" diye yazarlar. Buna karşılık, ölen bebeğinin mezarına elindeki şişeden süt döken bir anneyi görmüştüm de merak edip sormuştum. "Bunu niye yapıyorsunuz" Çok dramatik bir cevap; "Lösemili bebeğimi hala büyütüyorum." Mezarların g

Uçurtma!

HAFTA sonunda, İran'ın kendini savunma hakkını kullandığı "savaş tiyatrosunu" izledik. Asıl mesele; Gazze'de 35 bine yakın insan katledilirken gıkı çıkmayan devletlerin, İran'ın saldırısında kullandıkları cümlelerinin yağ gibi akması. İsrail denince koyacak yer bulamayanlar kendilerini kaçıncı kez ele veriyor da ne oluyor sanki! Ortadoğu'yu yeniden

Mavi umut!

BUGÜN yüreğin iki dirhem bir çekirdek olsun. Sabah güneşine bak içini aydınlat. Futbolda birbirini yiyenlerin derdi adalet değil ganimet, başka ülkelerde sanat yerine geçen gerçekler bizim ülkemizde savaş! Bu ne yüksek tansiyon! Kendi yolunu bulmak için seni yoldan çıkarmak isteyenleri çıkar hayatından! Yüreğini rüzgarın eline bırak. Bugün umutlar

Güzel insan

BİR insan tanıdım iyi bir insan, memleketine sevdalı iş insanı. Acılı bir çocukluktan gelen, bayramları sadece kendine ve yakınlarına değil bütün insanlara ait hisseden vicdanlı bir insan. Hala depremzedelerin yanında yürüyen, Allah'ın kendisine bahşettiklerini paylaşmayı bilen, ağzı çiçek içinde bir insan. Mehmet Fatih Yalçınkaya. Arka mahalleler

Bugün bayram!

YILLAR önce kapısında "Hayal satan adam" levhası bulunan bir dükkanım vardı. Hayal ürünü fantastik bir dükkan! Futbolda canı yanan çocuklar için açmıştım. Eski zamanların onurlu insanlarını hatırlatmak kadar, çocukların hayal dünyasında gezinmekti öznem. Her çocuğa gazozlar benden! Hayallerin büyüsünde demlenen çocuklar her yıl biraz daha azalırken

Zaman farkı!

BAYRAMLARDAN önce hatırlatmam gereken gerçekler vardır. Mazinin o güzel insanları. İyiliğin siyasetini yapmayan, yoksul mahallelere iyilik taşıyan bayram meleklerini hatırlatarak hala borcumu ödemeye çalışıyorum. Kamyonetiyle bir adam gelirdi Yenikapı'da oturduğum gecekondu mahallesine. Gösteriş budalası değil Allah sevdalısı bir adam. İliklerine

Kırgınlık!

SİGARA böreğinin yeni adı "puro böreği" olmuş! Herhalde sigaraya gelen zamların karşılığı böyle "vücut" bulmuş! Geçenlerde bir hakem gördüm, arkasından baktım da yolun kenarındaki simitçinin tezgahından kaşla göz arasında bir simit aşırdı. Hiç şaşırmadım! Yazılarımı sürekli olarak okuyan liseden arkadaşım, "fena halde bunaldığın yazılarından bell

Gerçek yokluk!

BU topraklarda yalan makinesine bağlanması gereken yılan gereğinden çoktur. Para için ölenlerde insanlığa özgü ipuçları arandığında bütün deliller onların aleyhine çıkar ki; onların insan mezarlığında bile yerleri yoktur. Namuslu insanların yürüdüğü düz yolda bile taşa takılma ihtimali çoktur. Zorbalar, dolandırıcılar göğsünü gere gere dolaşırken,