Kırgınlık!

GARA böreğinin yeni adı "puro böreği" olmuş! Herhalde sigaraya gelen zamların karşılığı böyle "vücut" bulmuş!

Geçenlerde bir hakem gördüm, arkasından baktım da yolun kenarındaki simitçinin tezgahından kaşla göz arasında bir simit aşırdı. Hiç şaşırmadım!

Yazılarımı sürekli olarak okuyan liseden arkadaşım, "fena halde bunaldığın yazılarından belli oluyor" dedi. "Evet" dedim "şu sıralar ölüm iznimi kullanıyorum!"

Ceketinin sol yanındaki karanfili düşüren insanlar, yere düşenleri kaldırmayı bıraktıktan sonra çok şeyleri kaybettik. Babalarının elinden tutup tiyatroya götürdüğü çocuklar, kendi çocuklarını sosyal medyadan koruyamadı.
Şimdi yeniden açılsa perdeler, "o eski insanlar neredeler" adlı bir film çekilse emin olun kimse izlemez.

Şerefsizliğin aynası karaborsaya düşmüş! Bataklıklar bile kendilerine ait olmayanı geri verirken, insanlar kendilerine ait olmayanı cebine indirirse, onların bakacakları ayna da "kendine özel" olmalı!

Garibanlar hayatın zorluğunda taksit taksit yaşarken, ruhlarını satanlara para peşin! Onlardan mal beyanı isteyin de kaç paralık olduklarını görelim.

Zenginliğin haksız hukukuna isyan ediyoruz; "yasalar biraz da müzik emekçilerinin haklarını yiyenlere dokunsun" diye. Dokunmuyor!
Karanlığa kibrit çakmak yetmiyor, bizler de güneşe tutuyoruz isyan mektuplarımızı okunsun diye.
Okunmuyor!

Kullandığım cümleleri altın suyuna batırsam, ona buna sövüp hakaret eden yeni moda gazetecilerin dillerindeki bir harf kadar değer bulamaz!

Bayram geliyor da kimin umurunda!
Eskiden çaresiz olsak da bayram sefa gelir hoş gelirdi. Yeşilçam filmlerini andıran mahallelerde hayat gününü gösterirken bile öyle güzel gülerdik ki gözlerimizden yaş gelirdi.

Şimdi uçup gittiyse içimizdeki coşkular, ruhumuzda heyecan tükendiyse, bu sisli yılların bir sebebi olmalı.
Günahları başka yerde aramanın alemi yok, bizlerdeki bu "sessiz kırgınlık" sadece kendimize olmalı.

MUTLULUK TAKVİMİ