Gürcan Bilgiç

Sabah

Acayip işler!

İlk yarı bittiğinde maçla ilgili tüm sayılarda rakibini "sıfırda" tutmayı başarmış, tabelaya da "3-0" yazdırmıştı Fenerbahçe. İsmail Kartal "acayip işler" yapıyor. Tribünlere gelenlere maçı yaşayan, taraftara saygı duyan, taktiğe ve hedefe sadık olan bir takım sundu. Böylesine bir "hükmetme" başka türlü açıklanamaz. Başakşehir'in "yürüyecek hali" o

Gereken yapıldı

İlginç maçtı. Çünkü hiçbir Ömer Erdoğan takımının, sahada sadece yenilmemek üzere organize olduğunu görmedik. Bu madalyonun bir yüzü... Temposu düşük maçtı. Alanyaspor önde baskı yerine kendi ikinci bölgesinde kalabalık bekledi. Neredeyse F.Bahçe hücumcularını hiç boş bırakmadılar. Topu aldıklarında da organize olamadılar. Fenerbahçe, özellikle İsm

Ustalık eseri!

Sezon başından beri takımı hücumda yöneten iki oyuncuyu; Kerem ve Mertens'i kulübede tuttu Okan Buruk. Tete ve Ziyech ile 'duble' sağ kanat tercih ederek, tek atak yönlü bir sisteme gitti. Elbette tutmadı bu yöntem. Barış sol tarafa hareket getiremediği gibi, İcardi markajda kayboldu. Ziyech'in attığı gol ustalık eseriydi, belli bir planın değil. A

Eli güçlendi

İsmail Kartal oyuncularına karşı kartını açık kullandı; "Hepiniz ilk on birin parçasınız..." Ve 7 oyuncu değiştirdi, üç gün önceki maça göre. Beklenen bir hamleydi aslında ama Syzmanski, Tadic veya Dzeko, İrfan Can Kahveci; öylesine izler bırakmışlarki, "yoklukları aranır" endişesi dalgalandı. Danimarka takımı, bir gün önce Seyrantepe'deki Kopenhag

Aslında yoklardı!

Fenerbahçe, A.Gücü'nü yenerken, maç başlığım "operasyon başladı" şeklindeydi. Durum aynen devam ediyor. Antalyaspor'un müthiş direnişini sonra anlatacağım. Ama özellikle yardımcıların bayrakları (VAR'dan dönen gol değil, Tadic ile başlayan atak) sanki "durdurun" emrinin bir parçası gibiydi. Halil Umut Meler'in faul yorumları da bunlara katıldı elbe

Kuntz'u konuşmuyorum

İlk hata, Japonları anlamamak oldu. Bizimkiler "hazırlık modunda" sahaya çıkıp, rakiplerini de aynı duyguda beklediler. Oralarda öyle değil tabii... Çok sert baskı ile karşılaştığımız gibi, bizi kalelerine de getirmiyorlardı. İki Salih, bir de Orkun'dan oluşan üçlü orta sahamız teslim bayrağını çekti. Yediğimiz üç golün ikisi kaptırdığımız toplarda

Çözüm üretemiyor...

Ummadığımız, hak etmediğimiz bir sonuç aldık. Maç başlamadan kazanmış gibi sahaya çıkmak ilk hatamız oldu. İkincisini de 60'tan sonra yapılan değişikliklerin oyuna yansımasına baktığımız zaman Kuntz yaptı. Muhteşem bir seyirci önünde, coşkuyla oynamamız gerekirken rakibin oyun aklı bizim yeteneklerimizin önüne geçti. 5'li defans bloğunun önüne iki

Operasyon başladı

Tolunay Kafkas, Fenerbahçe'nin Hollanda dönüşü sonrasındaki fizik geri gidişini iyi hesapladı. Müthiş bir önde baskı ile yüzünü döndürmedi rakibinin. Fenerbahçe'nin sağ tarafına yaptığı baskı, atakları sola yönlendirerek, Osayiİrfan Can kahveci etkinliğinin de önünü kesti. Bir anda 'gol atan kazanır' maçı izlemeye başladık. Top Fenerbahçe'de kalsa

Strateji kazandı

Twente beklediğimiz gibi çıktı ama Fenerbahçe'nin buna yanıtı öyle değildi. Evet; maçın kendine özgü felsefesi var, 3-0'lık yenilgi bile hedefe yetiyor. Bu arkasından seyirciliği, sonra da "Bitsin de gidelim" maçını getirdi. Pozisyonlar verdiler üst üste... Defansın arkasına sürekli sızdı, sızmaya çalıştı Twenteli oyuncular. Merkez orta saha baskıd

Pasaport değil performans oynar

Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, 83 sisteminde sizce hangi yerli futbolcuları kullanacak Samsunspor maçında gireni-çıkanı ile 10 yerli oynatan bir teknik adam var karşımızda. Şu mesajı net verdi oyuncularına; "Pasaport değil, performans formayı alır..." Bu çok önemli bir durum. Çünkü yerli oyuncunun aidiyeti, sorumluluk duygusu daha yükse