Değişim ile başlamak, taraftarın ve camianın üstündeki "umutsuzluk" bulutlarını dağıtmaları gerekiyordu. Düşüncesine maça gidenlere, "Bitmeden protesto yapmayın" çağrıları vardı. Yani; bitince yapabilirsiniz. Oyun, çaba veya futbolun cilveleri umurunda değil kimsenin... Ya yenip; turu geçecekler, ya da tribünlerin öfkesini yaşayacaklar. Bu baskının üstüne bir de "garip" gol eklendi. Fenerbahçe hücum ederken, sahipsiz topu eliyle düzeltti kaleci İrfan Can... Hakem düdük çalmamış, ayağıyla da çok rahat kontrol edebilirdi. Ama dedik ya,m aça değil arenaya çıkmışlardı. Kimsenin aklı başında değil. Devreyi 2-1 bitiren gollerle birlikte maç "güvenli alana" geldi. Tribün mırıldanmaları, "Bu takım yapar" fikrine kavuştu. Sinerji sahaya da yansıdı, iyi başladılar ikinci yarıya. Fred'in değme forvetleri kıskandıran plasesiyle, ikinci maç başladı. Artık tur Fenerbahçe'deydi, ama top Feyenoord'da... Mourinho'nun takımı çekildi kendi sahasına, verdi pozisyonları rakiplere. İlk goldeki büyük hatasını düzeltti, iki net pozisyonu engelledi.