Gürcan Bilgiç

Sabah

Galibiyet çok güzel bir halıdır!

Güzel başlayalım konuya; "Şampiyonlar Ligi elemesinde kolay rakip yoktur, doğru skor vardır" diyelim. Bunu söylemek durumundayız çünkü seyredenlerin hemen hepsi oyundan şikâyetçi... Buna oyuncu performanslarını da eklemek mümkün elbette. Krunic'ten başlar, Kent'ten devam eder, toz kondurulamayan Fred ile de devam edersiniz. Galibiyet kadar güzel bi

Değişimin ayak sesleri

F.Bahçe, Hull City karşısında gol şov yaparken, Gürcan Bilgiç, maçı analiz etti: Takım yeni yeni bir araya gelirken Mourinho'nun "kazanan oyun" dediğimiz düzeni izledik Kadıköy bıraktığı yerden devam ediyor... İlk hazırlık maçında tribünler, merakla gelenler, koltukları boş bırakmayan çılgın taraftarlar tarafından zapt edilmiş durumda. İmza töreni,

Başka olduklarını ortaya koydular

İngilizlerin soyunma odasındaki yüzlerini merak ediyorum. Maç başlamamış ve teknik adamınız oyunculara, "Karşılaşmayı penaltılara götürelim, atarsak ne ala" anlamında şeyler söylüyor. Premier Lig oyuncususunuz, en iyisi olduğunuzu biliyorsunuz ama Gareth Southgate sizin öyle olduğunuzu düşünmediği gibi, rakip oyuncuları daha iyi görüyor. İşte kırıl

Oyun aklı geri geldi!

"Szymanski ve Tadic'in 11'e girmesiyle topun aklı geri geldi. Dzeko da oyun kuran formatına döndü. Yenilerin olmadığı, geçen sezonun takımıyla Lugano maçına gidecekler. Sıkıntı yok, yola devam..." Avusturya'daki 3. hazırlık maçını galibiyetle bitirmek, İstanbul'a moralli dönmek elbette önemli. Daha fark edilen, Hajduk yenilgisi sonrasındaki Mourinh

Gözüm üstünüzde!

Mourinho: "Ben işimi ciddi yapıyorum. Kaybettik, normalde kafama takmam ancak sonucu çabuk kabul ettiniz. Saha içinde kazanma adına kopukluklar vardı. Bu görüntü hiç hoş değil." Hajduk karşılaşması, son dakikalarda gelen golle kaybedildi. Takım tüm maç boyunca üstün oynamış ama gol atamadığı gibi, pozisyon zenginliği de yaratamadı. "Hazırlık maçı"

Hakkım helal

Grubu lider bitirip, turnuvaya katılmamız kesinleştiğinde finallerden bir tanesi hedefti. Gruptan çalkantılarla çıktık, çeyrek finale geldik ve yarı final için dakika sayıyorduk. Olmadı. Bu jenerasyonun yolu açık. Elbette bu maçı da heybemize koyup devam etseydik, daha keyifli olurdu. Ama olmadı. "Niye" derseniz, ucunda kalite ve tecrübe saklı aslı

Mucizenin çocukları kazandı

Bu Avusturya, turnuvanın "Esas oğlanı." Montella'nın dediği gibi "Kulüp takımı" havasındalar. İyi oynadılar maçlarını, gövde gösterilerini de yaptılar. Üç ay önce bize de "Altı" atmışlardı. O gün aklıma kazındı. Uzatma dakikalarında bile yedinci golün peşine düşmüşlerdi. Bir hazırlık maçında, rakip takıma hiç saygı duymadan oynadılar. O yüzden bu m

Büyük stresten kurtulduk!

Bir yanda üçüncü bölgede yaptığımız pas örgüsü, diğer tarafta rakip bizim alana geçtiğinde seyirci moduna geçmemiz. Gürcistan öylesine bir duvar ördü ki gedik açmak için topu bir o yana, bir bu yana taşıdık, iki uzak şut ile belki de turnuvanın en güzel gollerini attık. Çok renkli, heyecanlı, yetenekli ve arzulu bir ön tarafımız var. Hakan Çalhanoğ

Hakan takımı mükemmel yönetti

İtalya'ya karşı oynuyorduk, bileğimizin ne kadar kuvvetli olduğunu görme fırsatını bulmuştuk. Sel geçip, maç bittiğinde bize kalan kum; "En az onlar kadar iyiyiz" duygusudur. Takım yapılanmasında eksikler var. Arda ile Salih takımdalar ama kulübede isimleri yok. Ferdi ve İsmail Yüksek de bekliyor. Bu şampiyonada en çok ön tarafa güveniyorum. Kenan,

Helalleşme

Hem uzun bir sezon oldu, hem de zorlu. Geçen hafta "racon" maçında Fenerbahçe son sözü söylemişti aslında; "Şampiyon kim bilmem, ağabey benim..." Müthiş bir kadro kurdular. İsmail Kartal da çok güçlü bir oyun buldu. 21'lik bir seri elde ettiler. Buldozer gibi gidiyorlardı. İşi hiç de öyle son maçlara bırakacak takım değillerdi. Sonrasında; olanlar