Gürcan Bilgiç

Sabah

Tarihi fark kaçtı

Sonra diyorlar ki bize "Neden hakemlerden konuşuyorsun." Atilla Karaoğlan gözünün önündeki iki penaltıyı da VAR'a verdirdi. Beşiktaş'ın pozisyonunda tereddüt bile etmedi. Hamle Fenerbahçe'ye geçince "topa" falan diye hareketlerle geçiştirdi. Hele Bailly ile Dzeko'nun bir pozisyonu vardı ki, muhtemelen hakem programlarında o faulü nasıl Beşiktaş leh

Sihirli değnek

Hafta içindeki hezimet sonrasında Kadıköy'de krize girmek için bıçak sırtında yürüyen bir maçtı. Fenerbahçe taraftarı, kalbini tüm içtenliğiyle açtı oyuncularına. Onlar da ilk saniyeden itibaren baskıyı başlattılar. İrfan Can Kahveci'ydi bu kez liderleri. Fred'in sahada olması bile iyimserlik rüzgârını estirdi statta. Taraftarın rahatlaması, endişe

Her şey yanlış

Bir takımın dengeleri bu kadar mı bozulur Maçı anlatmaya bir soru ile girmek de anlamsız aslında. Sakatlar bir tarafa, UEFA listesine yazılmayanlar (Samet, Emre Mor. Mert Müldür veya Bartuğ) diğer tarafa. İsmail Kartal sahaya 11 kişi çıkartacak ama, kimi nerede oynatacak İşte en büyük hata burada oldu. Orta sahanın en iyisi İsmail, stopere geldi. H

Böyle gitmez!

Böylesine önemli bir maçı, bu kadar panik içinde oynamak. İsmail Kartal da, oyuncular da performanstan öte, karşılaşmanın mental 'titrekliği'nin üstüne gitmeli. Şampiyonluğa oynayan takım, rakibin baskısını bu kadar kabul etmez. Kim etti Dzeko etti. Dresevic hemen her pozisyonda geldi, bastı ve topu ayağından aldı. Yorgunluğu veya güçsüzlüğü 60. da

Sonuna kadar mücadele ettik

Kendi içinde iniş-çıkışlar yaşayan, oyuncularımıza bazen isyan ettiğimiz, bazen "aferin" dediğimiz garip bir maçtı. İlk 45'te neredeyse yoktuk sahada. Ofansif aksiyonların karşısında ya "sıfır" yazıyordu ya da bir veya iki... Böylesine "hiçlik" içinde, bir de altından kalkmamız gereken yediğimiz gol vardı. Dertler bitmiyor ki; Uğurcan da sakatlandı

Onlar mutlu, bizler ise keyifli

Bu kadar kötü başlayıp, böylesine iyi giden bir maçı uzun süredir izlemedim. Montella "Salıyı" düşüneceklerini söylemişti. Yani; Galler karşısına yorgun çıkarmak istemedikleriyle Almanya karşısına dikti takımı. "Bizimkiler"in hastalığıdır; hazırlık maçlarında ayaklar çok istekli koşmazlar. Bu kez öyle olmadı. 72 bin seyircinin büyük bölümü gurbetçi

Eksiklere rağmen

Böyle bir maç için mükemmel bir başlangıç yaptı Fenerbahçe. Dzeko ile Demirspor kalecisi Ertaç arasında geçti dakikalar; birisi vuruyor, diğeri tutuyor. Devre bittiğinde tek şutu vardı Adana Demirspor'un, o da faul atışından geldi. Fenerbahçe oyuna da, pozisyonlara da hükmetti adeta. Ama o bahsedilen "son vuruş" var ya, doğru anda, doğru şekilde ge

Kluivert, Avcı gibi yapmaz

"Sezonun en iyi, en gollü maçlarından birini izleyeceğiz. Kluivert, Avcı gibi bütün takımı penaltı noktası üzerinde toplayıp, direnmeyecektir." "Topun iki kalede gidip-geldiğini göreceğiz. Bol pozisyon olacaktır. Az hata yapan, sakin kalan, ustalarını devreye sokan kazanacak." Sezonun bitmesine 27 maç var ama Fenerbahçe taraftarı "Eyvah yine gitti"

Bu kez oynamadan (!) kaybettiler

Aslında ilk işareti İsmail Kartal maç öncesindeki basın toplantısında verdi. "Beraberlik"ten bahsetti. Cebindeki dokuz puan, önündeki Adana deplasmanı, Ludogorets maçını "Aman bir tatsızlık çıkmasın" seviyesine taşıdı. Bu yaklaşım elbette oyuncuları da etkileyecekti. Üst üste gelen sakatlıklar, Trabzonspor mağlubiyeti ve ligin "daha önemli" olması,

Sıkıntı yok...

Futbolun kendi hikayesindeki ironileri izledik maçta. Savunmak için örgütlenip, hücum etmek adına tek planı (Onuachu) olan bir Trabzonspor vardı. Halbuki duran toplar, formda oyuncuları ve sezon başından beri devam eden planı ile Fenerbahçe'nin alternatifleri çoktu. Avcı klasiğini yaptı; merkezi çok oyuncuyla kapattı, duvarı ördü. Sonrasına maç kar