Gökhan Özcan

Yeni Şafak

Neden hiç gün yüzü görmüyoruz

"Hızın zaman kazandırdığı bir yanılsamadır. Bilakis zamanı hızlandıran acelecilik ve sürattir. Böylece zaman daha çabuk geçer ve iki saatlik bir telaş, günü kısaltır. Bölümlere ayrılmış her dakika lime lime olur, çatlayana kadar dolar. Bir saatin içine yığınla şey istiflersiniz" diye yazmış Frederic Gros, 'Yürümenin Felsefesi' kitabında.Her şeyi hı

Okuma notları

"Tanrı'yı yaratılışı ve benzer diğer şeyleri aramaktan vazgeç. Onu aramaya kendinden başla. İçinde her şeyi kendisi yapan ve Tanrım, zihnim, düşüncem, ruhum, vücudum diyenin kem olduğunu öğren. Üzüntünün, sevincin, sevginin, nefretin kaynağını öğren. Birinin nasıl iradesi dışında seyrettiğini, iradesi dışında sevdiğini öğren. Bütün bunları dikkatli

Bugünün modası, yarının demodesi

İnsanoğlu, ne zaman kendisine bir nimet olarak sunulan hayatla nefsini doyuramaz oldu, işte o zaman kendi hakikatinden de adım adım uzaklaşmaya başladı. Kendi bedeninden daha iyi bir beden, o bedeni örten elbiseden daha çarpıcı bir elbise, kendi yüzünden daha güzel bir yüz, kendi yaşantısından daha şaşaalı bir yaşantı aramaya çıktı. Onlarca yıl sür

Canlı ama hayatsız

Sosyal medyanın insanlara verdiği zararları daha çok muhteva üzerinden konuşuyoruz. En az bunlar kadar önemli bir başka zararı daha var ki o konuyu ihmal ediyoruz. Sosyal medya, telefonları, tabletleri ilk elimize aldığımız andan itibaren önümüze bir gündem koyuyor. Hiç itiraz etmeden, hiç üstünde düşünmeden, belki farkında bile olmadan o gündemden

Kokular hayattır

Yüksek tepelerden, ağaçlıklı yollardan kıvrıla kıvrıla inersiniz aşağılara doğru. Sonra birden otomobilin açık penceresinden deniz kokusu gelir. Bu denizin yolcuları karşılamasıdır. Denizi olmayan bir iklimden denizi olana geçtiğinizi anlarsınız. Denizin nemli, tuzlu kokusu… Yanında denize dair bildiğiniz ne kadar şey varsa getirir hafızanıza bırak

Gazze'nin feryadı âsumana yükseliyor

"Zulüm her gün, her saat mevcut karanlığı koyulaştırıyor. Mazlumların, masumların, yoksulların âsumana yükselen feryadı her gün, her saat katlanarak artıyor" diye yazmış Mustafa Kutlu ağabeyimiz, 'İlmihal Yahut Arzuhal' kitabında.Bir deri bir kemik kalmış, çökmüş göz çukurlarından donuk bakışlarını içimize saplayan masum çocuklar… Onları bir şekild

Eski bahçeler

İnsan yaş aldıkça bir şeyleri sebepli sebepsiz özlüyor; belli bir zamanda değil, herhangi bir anda, bazen yavaş yavaş, bazen birdenbire. Yeni zamanlara, yeni zamanların getirdiği yeni yaşama hallerine hiç ısınamadığım için ben hep geçmişte, özellikle de çocukluk yıllarımda dolaşıp duruyorum. Şimdilerde geçmişe özlem duymak pek muteber bir şey olara

Kimsin, kim değilsin

Bütün bir ömrü olmadığı biri gibi olduğunu varsayarak yaşayanlar, kendilerini bir yalana esir etmiş oluyor. Bir şey yaşıyorlar belki ama o aslında onların kendi hayatları olmuyor. Nazan Bekiroğlu'nun 'Mimoza Sürgünü' kitabından birkaç ilgili satır: "Kendi kendimize masallar yazıyoruz, nasılsa kalem bizim elimizde. Olmadık yerde büyüler yapıyoruz. K

Kargaşanın dışında

Malum video platformunda bir süredir vlog çalışmalarını izlediğim bir Japon hanımefendi var, adı sanıyorum Mei, 'Mei Time' (@Meitimeyt) adıyla yayınlıyor videolarını. Bir trene atlayıp Japonya'nın tenhalarına doğru küçük gezilere çıkıyor. Trenin götüremediği noktalara yerel ulaşım araçlarıyla ulaşıyor ve gezisinin geri kalanında çoğu zaman tabiatın

Kör noktalar

Geleneksel metinlerde bilmediğini bilmek insan için hep bir fazilet merhalesi olarak görülmüş, bilinmiştir. Bilmediğini bilmek iki türlü kazanç sunar insana… Bir, bilmediğini bilen kişi bilmeye giden yolun kapısını daima açık tutar kendisi için. Ve iki, bildiği vehmiyle yanlış adımlar atmaktan, yanlış kanaatler edinmekten korur kendini.Uzun zamandı