Gökhan Özcan

Yeni Şafak

Dünya dertsiz olur mu

Yeryüzünde hiçbir sıkıntısı olmadan yaşayan tek bir insan yok! Hayat böyle bir şey değil çünkü, nimetlerle külfetler kol kola geziyor hayatın içinde. İnsan olmayı öğrenebilmemiz için böyle olması gerekiyor. Ham kalmayıp pişmemiz için Burada mesele işin sıkıntılı, dertli taraflarıyla başa çıkabilecek bir halet-i ruhiyeye sahip olmakta Bunun için hay

Gördüğünü görmek

"Görmeyi öğreniyorum. Bilmiyorum neden, her şey içimde daha derinlere işliyor, her zamankinden daha derinlere. Bir iç dünyam varmış da bilmezmişim. Her şey şimdi oraya gidiyor. Orada neler olup bittiğini bilmiyorum" diyor muhteşem kitabı 'Malte Laurids Brigge'nin Notları'nda Rainer Maria Rilke. Göremediğimiz şeyler bir gün herhangi bir sebeple bizi

Ayarı kaçan şeyler

Derinliğine bakışımızı yitirdik sanki! Hayata, eşyaya, insanlara, bunlar arasında olup bitenlere bakarken yekpare şeyler görüyoruz, neredeyse geometrik keskinlikte şekiller Girintisiz çıkıntısız yüzeyler, detaysız, inceliksiz ve hikayesiz görünümler Hayat bu kadar köşeli ya da bu kadar hesabı yuvarlanabilen bir şey olmasa gerek! Her şeyi lego gibi

Ufku açık bir sergi: Medeniyet Kuran Şehir

"Tarih olayının genetiğini incelemezsek, gelecek dünyayı inşa edecek bilgi temeline ulaşmak imkânımız da ortadan kalkar" diyor 'İslam'da Şehir ve Mimari' kitabında merhum Turgut Cansever. Bunun ne kadar böyle olduğunu, doğru olarak kurulmuş şehirlere sonradan ilave ettiğimiz yanlışlık ve çirkinliklerde tam olarak teşhis edebiliyoruz bugün. Yazık ki

Karanlıkta karanlığı görememek

"Çağının ışıklarının kendisini körleştirmesine izin vermeyen ve o ışıklarda gölgeleri, onların en mahrem karanlığını yakalayabilen kişiye çağdaş denebilir ancak" diyor Giorgio Agamben, 'Çıplaklıklar' adını verdiği kitabında.Doğruya götüren yolu tek kişilik tozpembe bir dünyanın içinde adımlayabileceğine inandırıyor bugün kendini birçok insan. Kendi

Yaşıyoruz ama varolabiliyor muyuz

Bazı şehirlerde, bazı tarihi camilerin asırlık taş duvarlarına matkapla hoyratça delikler açılarak monte edilmiş elektronik cihazlar var. Bu cihazlardan siyah üstüne kırmızı ışıklarla sağdan sola doğru namaz vakitleri akıp geçiyor. Muhtemel ki bazı hayırseverler bu cihazların maliyetini hayırdır diyerek karşılıyor. Birçok yerde bu manzaraya rastlad

Sufi Sinema Festivali'nin ardından

"Bu çok boyutlu dünyada biz tek bir boyuta mahkum edilmişiz. Bunun farkındayız ve hakikatten mahrum olma durumumuz nedeniyle işkence çekiyoruz. Bizim bilmeye ihtiyacımız yok. Bizim ihtiyacımız sevmek ve inanmak. İnanç, sevgi aracılığıyla bize bilmeyi öğretir" diyor 'Zaman Zaman İçinde' kitabında Andrey Tarkovski.İnanç ve sevgi deyince bizim gönül c

Boş şeylerle tıka basa dolu!

Hepimizin elinin altındaki dijital belleklerin belli bir kapasitesi var, o kapasitenin izin verdiği ölçüde veri depolayabiliyorlar. İnsan belleği de bundan farklı değil; bizim de belleklerimizin bir sınırı, bir dolma noktası var. Saklamaya değer şeyleri belleğimize kabul etmek, değmeyenleri geri çevirmek bu yüzden önemli. Aksi halde önemsiz şeyler

Hayat köşeli değildir!

"Bir kentte hayran kaldığın şey onun yedi ya da yetmiş yedi harikası değil, senin ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır" diyor Italo Calvino, 'Görünmez Kentler' kitabında.Modern mimaride sert çizgiler var, kareler, dikdörtgenler, uzun çizgiler, onları kesen kısa çizgiler, dikey ve yatay formlar Cephelerde içeriyi göstermeyen camlar Standart konu

İnsanın ötesi ve berisi

Birine "sizi bir yerlerden hatırlıyor gibiyim ama nereden!" dediğimizde, hafızamızın arşivleme sisteminde bir şeylerin fena halde aksadığını mahcup biçimde itiraf etmiş oluyoruz.Belki üstünde çok durmuyoruz ama takılan fermuarlar ve ikide bir kopan düğmeler bizi insanlığın tarihi gelişimi hususunda çok sık zorlu ikilemlere düşürüyor.Takıntılarımızı