Gökhan Özcan

Yeni Şafak

Dünyanın sisi, uğultusu

Bize hep "Bir şey eksik!" diyen bir ses var ya içimizde, haklı o ses! Gerçekten bir şey eksik! Hem de her şey haddinden fazlayken bir şey eksik! Ne peki eksik olan Bizi tamam kılacak şey ne ise o! Hepimiz için aynı şey mi Aslında özünde aynı şey ama belli ki herkesin aradığı yer birbirinden farklı… Aynı yere varacak olsa bile yürüdüğü yol da diğeri

Yaşamayı unutmayalım!

Bir şeyi öğrenme ve bilme işi bir süreci gerektirir; okur, araştırır, sorar öğrenir, bunu zihninize doğru şekilde oturtabilirseniz kendi kapasitenizle sınırlı olmak kaydıyla söz konusu olan şeyi bilir hale gelirsiniz. Yeni zamanlarda herhalde bu sürecin yükü taşınmak istenmediğinden bilmeyi bir süreç işi olmaktan çıkarıp kısayollardan ulaşılabilir

Gazze Kaykay Takımı

Gazze Kaykay Takımı, Gazze Şeridi'nin batısındaki bir rampa etrafında 2008'den itibaren aşama aşama kuruldu. Fotoğrafçı Rajab Al-Rifi bu oluşuma öncülük etti. Kendisi de bir kaykay sporcusuydu. Başlangıçta yirmi kişi civarında bir gruptular. Şehrin içindeki birkaç kaykay rampasında ve müsait buldukları her yerde antrenman yapıyorlardı. Kaykayı için

Serpme yazı

Bildiğini düşündüğü şeylerin nasıl durdukları yerde eskidiğini, henüz bilmediklerininse ne kadar heyecan verici ufuklar vadettiğini anlayan biri için hayat her daim içine çekebileceği taptaze bir soluktur."Biz ezberleri bozmak için buradayız!" diye haykırdı kürsüden şişman kravatlı adam. "Oraya kim çıksa hep aynı şeyi söylüyor!" dedi kalabalıktan b

Aptallık çağında anlam

İnsanların idrak kanallarını tıkayan pek çok etkenin olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Düşünebilme ve anlayabilme kabiliyetimiz zihin körleştirici araç ve alışkanlıklarla, nevzuhur manipülasyon teknikleriyle, çatışmayı kışkırtan sığ atışma ortamlarının etkileşimleriyle her geçen gün biraz daha dumura uğratılıyor. Bir meseleyi etraflıca değerlendirip ma

Mühim olan insanlık değil miydi

Çıplaklık bir istismar mıdır Sektörel bir enstrüman mıdır Estetik bir faktör müdür Daha epeyce soru sorulabilir. Ancak aslında temelde hep aynı şeyi tartışıyoruz. Sürekli tartışmakla aslında dinleyeni olmayan bir zeminde sadece konuşmuş oluyoruz. Ve aslında bu tartışmalarda genellikle ofansif olanla defansif olan çok objektif biçimde konumlanmıyor.

Yerini boş bırakan hayatlar

Hiç kimse kendi gerçeğini yaşamak istemiyor; hayat yolculuğunda yol alanlar daima genç olmanın peşinde koşarken, gençler ancak çok yaşayanların bilebileceği kadar çok şey bildiklerine inanmak istiyor. Hem hızlı yaşamak hem de nasıl olacaksa, her şeyin farkında olmayı arzuluyoruz hepimiz. Hayatı kolaylaştıracak yenilikler her geçen gün çoğalırken, y

Ağaçlar bize sarılmaz mı

Bir şeye bizim baktığımızdan başka türlü bakılabileceğini gösteren şeylerden biri bizimkinden başka zihinlere düşen ifadelerdir. Bu gerçeği dünyanın her bir köşesinde kaleme alınmış milyonlarca farklı metinde rahatlıkla teşhis edebiliriz. Metinleri; yani şiirleri, hikayeleri, romanları, denemeleri, anlatıları biraz da bu yüzden okuruz, okumalıyız.

Şimdi reklamlar!

Bugün deli gibi istediğim yeni model cep telefonunun dün varlığından bile haberim yoktu! Bir senedir beğenerek giydiğim ceket, yeni sonbahar kreasyonlarının açıklanmasıyla gözümden düşüverdi! Yıllardır kullandığım diş macununun kokusuna, reklamını gördüğüm okyanus köpüğü kokulu yeni bir diş macunu yüzünden artık dayanamıyorum! Aynı yazarın yeni çık

Kalp taşıyan gemiler… Yeniden!

Bugün pek yapmadığım bir şey yapacağım; 2016 yılı Aralık ayında Mavi Marmara yola çıktığında 'Gerçek Hayat' için yazdığım bir yazıyı bu paragrafın altına alıntılayacağım. Neredeyse on koca yıl geçmiş aradan ama yazı bugüne yine de tam olarak uyuyor. Yazık ki acıları büyütmek dışında pek bir şey değişmemiş. Ne düşünmeli ne hissetmeli bilemiyorum; en