Esra Bozkurt

Yeni Birlik

Görmezden geldiğimiz gerçek

Hemen hemen hepimizin adını sıkça duyduğu, sonuçlarının ise tüm canlıları derinden etkileyebilecek kadar büyük olduğu bir felaket var: küresel ısınma. Bilim insanlarının yıllardır uyardığı bu gerçek artık hayatımızın tam ortasında duruyor. Öyle ki, yakın zamanda mevsimlerin bile alışılmış düzeninden çıktığına şahit olmaya başladık. Yağması gereken

Gülümse

Her gün, hikâyesini bilmediğimiz insanlarla karşılaşıyoruz. Kimi sadece yanımızdan sessizce geçip gidiyor, kimi ise farkında bile olmadan hayatımıza küçük bir iz bırakıyor. Şehir kalabalığının içinde birbirimize değmeden yürürken, aslında ne çok duygu, ne çok yük, ne çok umut bir arada akıyor fark etmeden. Otobüs durağında beklerken birkaç dakika s

Konforun Bedeli

Her şeyin kolayca ulaşılabilir olduğu bu çağda belki de en büyük kaybımız, sahip olduklarımızın değerini yitirmesi. Bir zamanlar peşinde koşulan, hayali kurulan pek çok şey bugün tek tıkla kapımızda. Bu rahatlık hayatı kolaylaştırıyor gibi görünse de, içten içe bir körleşmeye de sebep oluyor: Kıymet bilmemenin sessiz ama derin erozyonu. Alım gücünü

Biriktirdiklerimiz

Hayatımız boyunca, farkında bile olmadan birçok şey biriktiriyoruz. Kimi zaman somut, kimi zaman soyut… Ama her biri bir şekilde bize ait, bizi biz yapan küçük izler olarak kalıyor. Anılarımız mesela… Sevdiğimizden aldığımız ilk çiçek, bebeğimizin küçücük patiği, arkadaşımızdan gelen bir not, yıllar önce yazılmış bir mektup… Hepsi aslında zamanın i

Sessiz bir mucize

Günümüzde sağlıklı beslenme ve yeterli su tüketimi kadar, kaliteli uykunun da yaşam kalitemiz üzerindeki etkisi yadsınamaz. Ancak çoğu zaman, uykuyu yalnızca "dinlenmek" olarak görürüz. Oysa uyku, bedenimizin kendini sıfırladığı, yani adeta "resetlendiği" bir süreçtir. Vücudumuzun savunma mekanizması, en yoğun biçimde uykudayken devreye girer. Gün

Koşarken hayatı unutmak

Zaman… Sanki her geçen yıl biraz daha hızlanıyor. Takvim yaprakları birer birer düşerken, günler birbirinin içine karışıyor. Sabah oluyor, akşam oluyor; ama yaşadığımız günün tadını ne kadar hissedebiliyoruz, tartışılır. Sokaklara baktığınızda göreceğiniz tablo hep aynı: genç, yaşlı fark etmiyor; herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Kimisi işe,

Çocuklarımız tehlike altında, farkında mıyız

Şimdilerde çocuk ya da ergen olmak, geçmişe göre çok daha zor.Yaşıtları arasında uğradıkları zorbalıklar, her geçen gün daha tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Kız çocukları ellerinde kesici aletlerle sorun çözmeye çalışıyor, erkek çocukları ise okulda ya da mahallede "güçlü görünmek" uğruna çeteler kuruyor. Çoğu zaman birilerine zarar vermeden kendini