Sessiz bir mucize

Günümüzde sağlıklı beslenme ve yeterli su tüketimi kadar, kaliteli uykunun da yaşam kalitemiz üzerindeki etkisi yadsınamaz. Ancak çoğu zaman, uykuyu yalnızca "dinlenmek" olarak görürüz. Oysa uyku, bedenimizin kendini sıfırladığı, yani adeta "resetlendiği" bir süreçtir.

Vücudumuzun savunma mekanizması, en yoğun biçimde uykudayken devreye girer. Gün içinde hiç durmadan hareket halinde olan hücreler, biz gözlerimizi kapattığımız anda kendilerini onarmaya başlar. Tıpkı hiç durmadan çalışan bir fabrikanın gece vardiyası gibi, uyku sırasında da bedenimiz bakım ve onarım sürecine girer.

Hasta olduğumuzda gezip tozmak yerine uyumayı istememiz, aslında doğanın bize verdiği bir içgüdüdür. Çünkü beden bilir; şifalanmak için dinlenmeye, dinlenmek için de uykuya ihtiyaç vardır. Aynı şekilde, duygusal olarak yıprandığımız zamanlarda da tek isteğimiz yastığımıza yaslanmak, battaniyemize sarılmaktır. Bu, ruhun da onarılma isteğidir.

Uykuda bağışıklık sistemimiz güçlenir, kalp sağlığımız korunur, zararlı toksinler atılır. Beynimiz gün boyu biriktirdiği bilgileri düzenler, gereksiz olanları siler, tıpkı bir bilgisayarın hafızasını temizler gibi. Bu yüzden iyi bir uykunun ardından düşüncelerimiz berraklaşır, kararlarımız netleşir.