Ersin Çelik

Yeni Şafak

Düşüncenin, akletmenin sonu: "Yatay Zekâ"

Yakın zamanda sizi en fazla hangi teknolojik gelişme heyecanlandırdı Ya da artık heyecanlanıyor muyuz Bu sorunun çok değil 20 yıl önceki yanıtı şüphesiz "evet" olurdu ve cep telefonu ile internetin icatlarına atıf yapılırdı. Peki ya bugün Bu sorunun bir yanıtı yok, çünkü soru kendisini çok imha etti.En iyi biz yazıyla beraber bir karar verelim."Ara

Bu bayram da gelmedi

İki gündür yüreğimde Hac günlerini, Mekke sokaklarını, Arafat'ı ve Medine'nin kokusunu dolandırıyorum. Bu yıl gidenlerin yazılarına, paylaşımlarına bakıyorum. Bir hissiyatı arıyorum. Neydi tam bilmiyorumDün oturdum, geçtiğimiz yıl, Hacdayken kaleme aldığım yazıları yeniden okudum. İlk ihrama girdiğim o şaşkın andan, Medine'ye veda ettiğimiz mahzunl

Saadettin Acar: Gazze'ye alışmak bir hastalığın işareti

Bir Başka Mesele'de büyük büyük meselelerimizi konuşmaya gayret ediyorum. Çok da güzel geri dönüşler var. Tavsiyeler, öneriler ve farklı meselelere dair yeni bakış açıları, editörüm Esma Nur Hangül ile programın faydalı olduğuna dair inancımızı perçinledi. Sorgulamaların da bir sonu yok. İnsanı, çağı, nesli ve kendimizi yargılamanın da bir sonu yok

'Yahudi'nin gözleri' ve Gazze'nin intikamı

Dünya, Gazze'nin karşısında ve bir yol ayrımının eşiğinde artık. Çünkü Dünya, İsrail'i kusuyor. Dünya, Siyonizm belasından yaka silkiyor. Siyonist Yahudilerin, kendileri dışındaki tüm insanlardan, uluslardan, milletlerden nefret ettiği ve hayvandan daha aşağı gördüğü o vahşi "inançla" yüzleşiyor. Dünya, intikam duygusunu kuşanıyor. Gazze'de ölen he

Ah Menderes Evet "onlar" yaptılar!

27 Mayıs ihtilalinden birkaç gün evvel Adnan Menderes'in Ankara'daki köşkünün terasında bir aşağı bir yukarı yürürken aşağıda nöbet tutan askeri işaret ederek şöyle dediği aktarılır:- "Kardeşim! Şu Ankara'ya bak! Şu ufka bak! Şu Mehmetçiğe bak! Bu Mehmetçik mi bana ateş edecek Ben ki onun köyüne yolu götürdüm, suyu götürdüm, makineyi, işi, parayı g

Sertaç Abi: Camiye ilk defa çocuklarıyla gelenler var

Bizler atari salonlarında jetonla ve haliyle kısıtlı imkanlarla oyun oynarken internet çağı başlamıştı. Şimdinin kırklı yaşları iyi hatırlar o günleri. İnternet kafe ve internet ile tanışmamızın sebebi de FIFA oyunuydu. Sanırım 1997 yılıydı. Sonra Need For Speed'i keşfettik. Sokaklarda, hız yaparken altın arayıp polisten kaçıyorduk. Hiç unutmuyorum

Bir masa daha: 'Bir çocuk' dengeleri değiştirecek

Bunun neresi mi kriz Dün İstanbul'da toplanan ve müzakereleri bugün de devam eden "Uluslararası Aile Forumu", tüm dünyanın geleceğinin nasıl bir tehlike altında olduğunu gözler önüne serdi. Detaylara geçeceğim. Önce krizin adını koyalım. Dün forumda SETA'nın henüz yeni tamamlanan "2025 Sosyal Panorama Nüfus ve Aile" raporundan şu satırlar: "Doğum

Linet'in gözyaşları: Saklanmak fayda vermeyecek

İsrail asıllı şarkıcı Linet Mor Menashe'nin çektiği video, size ne hissettirdiX'te yazılanlara bakamadım ama Instagram'da kendisine inanılmaz bir öfke vardı. Ağlaması, yalvarması kendisine olan tepkiyi katlamıştı anlaşılan. Linet'in ve Yahudilerin çok büyük bir kısmının görmek istemediği ya da dünyaya üstün ırk gözlüğünden baktıkları için göremedik

Hatice Ebrar Akbulut: İnanılmaz saldırı altındayız

Son zamanlarda insanın anlam arayışı ve mevcut sosyal medya düzeninden kaçışın yollarına dair denemeleri çok fazla görmeye başladım. Ya da dijital çağın sosyolojisi ilgi alanım olduğu için dikkatimi çekiyor olabilir. 'Bir Başka Mesele' programında içinde bulunduğumuz sanal düzeni anlamlandırmaya çalıştığımız konukların ortak görüşü de böyle. Çok de

PKK'nın silah bırakmasına hazırlıksız yakalananlar

O sabah, yüreklere kor bir ateş gibi düşen acı haberi ekranda şöyle yorumlamıştı: "On iki evladımızı toprağa veriyoruz. Bir kişi de dönüp 'niye öldü ya bu evlatlar' diye soramıyor. On iki ya! Bak, bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, beş değil, On iki, On iki. On iki çocuk toprağa gitti. Fotoğrafları gördünüz zaten. Söyleyecek bir şey yok. B