O kadar yerinde bir soruydu ki, üzerine düşünmemek mümkün değildi. Dünya, neden yıllardır devam eden katliamlardan bazılarını görmezden geliyordu
Eve geldim ve o gencin "Sudan" sorusunun peşine düştüm. Açıkçası aylardan beri Gazze'ye odaklandığım için son gelişmelere vakıf değildim.
Köşedaşım Taha Kılınç'ın yazılarına baktım. Taha Kılınç'ın tespiti; İslam dünyasının bu zamana kadar neden bu kadar sessiz ya da duyarsız kaldığının yanıtını da veriyordu: "İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiğinin aksine, bu defa Müslüman dünya içinde yaşanan bir mezalim bu. Ölen de öldüren de bu taraftan."Bu durum, Sudan'daki çatışmanın "dini" değil; iktidar ve güç paylaşımı temelli olduğunu gösteriyor.Peki Sudan'daki Müslümanların bir kısmı, İsrail'den geri kalmayacak bir vahşete neden imza atıyorİç savaş iki ana grup arasında yaşanıyor:
1- Sudan devletinin resmi ordusu Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF).
2- Eski "Cancevid" milislerinin dönüşmüş hali olan Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF).
11 Nisan 2019'da Ömer Beşir'in devrildiği askeri darbeden sonra başlayan güç ayrışmaları, çatışmaları getirdi. Taha Kılıç tabloyu dünkü yazısında şöyle netleştirmişti: "Şu anda izlemekte olduğumuz vahşet ve mezalim, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin BAE kanalıyla elde ettiği ağır silahlar, mühimmat ve savaş uçakları sayesinde yaşanıyor."Son bir haftadır önümüze düşen vahşet görüntülerinin arkasında Sudan'daki bu kirli "vekalet savaşları" olduğu çok net. Öldürenleri destekleyen ve iç savaş ateşini harlayan ise ortada: Birleşik Arap Emirlikleri."Neden" sorusunun yanıtını da Taha Kılınç'tan alalım: "BAE'nin Sudan'daki savaşa bu kadar açık biçimde müdahil olmasının temel sebebi, ülkenin sahip olduğu muazzam altın rezervleri."Sudan dünyadaki en büyük altın rezervlerinden birine sahip…
***
"GÖRÜNMEZLİKTEN ÖLÜYORLAR"Gelelim Marmaray'da konuştuğum gencin asıl sorusuna: "Dünya vicdanı, kamuoyu bu vahşeti neden şimdi görür oldu"Hızlı Destek Güçleri (RSF) milislerinin 26 Ekim'de başlattığı saldırılar, sadece birkaç gün içinde yüzlerce sivili hedef aldı. Hastaneler bombalandı, sağlık çalışanları infaz edildi, su depoları imha edildi.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, katliamların işlendiği Kuzey Darfur'daki El-Fasher kentinde hâlâ 177 bin sivil kuşatma altında. Yardım koridorları kapalı, elektrik ve internet tamamen kesik. Bu kuşatma sırasında bir doktor, gizlice kaydettiği sesli mesajda şunu söylüyordu: "Burada ölenler açlıktan değil, görünmezlikten ölüyor."Ama bu kez bir şey değişti: RSF'nin saldırıları sırasında çekilen drone görüntüleri internete yüklendi. Bu arada GZT'deki arkadaşlar bu görüntüler üzerine çok detaylı çalıştı ve sivil katliamlarını belgeledi. Cep telefonlarından yayılan birkaç kısa video, uluslararası medyanın karartma barikatını deldi ve dünya bir anda Sudan'ı "fark etmek" zorunda kaldı.***
PAYLAŞILABİLİR BİR TRAJEDİPeki gündem neden tam da şimdi değişti Bunun üç temel nedeni var:
1-Algoritmanın Eşiği Aşıldı: İnternet kesintisine rağmen, birkaç doktor ve gönüllü, uydu bağlantısıyla kısa görüntüler ve ses kayıtları göndermeyi başardı. Bir hastanenin bombalanması, yaralı çocukların bodrumlara taşınması, yanan bir konvoya ait görüntüler ilk kez uluslararası haber ajanslarına ulaştı. Sudan, "paylaşılabilir bir trajedi" hâline geldi. Sivillerin çığlıkları sosyal medya algoritmasının eşiğini de aştı.
5