Ersin Çelik

Yeni Şafak

Ne borçmuş arkadaş!

Tahmin ediliyordur ki; Meral Akşener'in iç sesinden böylesi hayretler yükseliyordur. Çünkü Özgür Özel, çıktığı canlı yayında CHP'ye borçlu olduğunu söyleyip, ödemesini istedi. Nazikçe ama kaba bir beklenti içinde "abla tut sözünü, öde borcunu" dedi.CHP ile İYİ Parti arasında herkesin bildiği bir alacak-verecek hesabı var. Kemal Kılıçdaroğlu'nun geç

CHP ve normal zekanın iflası: Enfokrasi!

Güney Koreli yazar ve kültür kuramcısı Byung Chul Han'ın dijitalleşmeyle birlikte siyasetin ve haliyle demokrasinin içinde bulunduğu buhrana dikkat çektiği muazzam kitabının adı; "Enfokrasi." Ketebe'nin yayınladığı kitap hepi topu 60 sayfa. Lakin her bir paragrafının en az bir saat mütalaa edilmesi gereken düşünce hacminde. Bu nedenle 'Enfokrasi'yi

Dezenformasyon değil psikolojik harekât!

Türkiye gündeminin, sosyal medyaya teslim olması rutin haline geldi. "Gün geçmiyor ki" diye başlayan habercilik klişesi, sanal âlemden memlekete sirayet eden politik kaosu anlatır oldu. Üstelik hâlihazırda uzun uğraşlar sonucu yürürlüğe giren 'Dezenformasyon Yasası'na rağmen. Geçtiğimiz pazar günü; üzerine çalışılmış, kurgulanmış ve sonuçları hesap

Yapay siyaset ve zahmetsiz seçim!

Özgür Özel, CHP'nin belediye başkan adaylarını belirlerken yapay zekâdan yararlandıklarını söyledi. Övünerek, "Yapay zekânın adayları var"dedi ve bazı adayların sloganlarının bu yöntemle belirlendiğini de ekledi. Hayatın ironisidir ki aynı Özgür Özel, yapay zekâya övgüler yağdırdığı gün otobüs üzerinde İzmir adayı diye bir görevlinin elini kaldırdı

'İzmir gelsin' mi

Önceki gün İzmir'deydim. AK Parti'nin İzmir adayı Hamza Dağ'ın projelerini açıkladığı toplantıyı takip ettim. Yaptığım paylaşımdan sonra dünden beri özelden gelen, "nedir durum, Hamza Dağ kazanır mı" sorularına yanıt veriyorum. Kazanır mı peki Sorunun yanıtını birazdan vereceğim ama önce gözlemlerimi aktaracağım.Yerel seçimlerde tüm dikkatler İstan

Hakikatin mücadelesi: Tükeniyoruz!

Son birkaç yıldır dilimizde ve daha çok sosyal medya aracılığı ile hemen önümüzde olan bir kavram var: "Dezenformasyon."Kökeni Fransızca, kısaca "bilgiyi çarpıtmak" demek. Bir münakaşada taraflardan biri "çarpıtma" der ya hani, öyle bir durum gelebilir akla ama değil. Çok daha fazlası. Anlık bir tepkinin ötesinde, kastı ve kurgusu olan bir çarpıtma

Gidemeyenler ve dönenlerin şehri

Geçtiğimiz hafta içi Kahramanmaraş'taydık. 6 Şubat'taki depremin ertesi günü de oradaydım, ilk gelenlerdendim. Felaketin ilk günü yaşadığım hüzün ve burada geçirdiğim günlere dair anılar birbirine karıştı. Adım adım yürüdüm şehri. Eskinin izlerini ararken yeni haline alışmaya çalıştım. Tarifsiz acılar yüzlerden okunuyordu. Şairlerin, şiirlerin, oza

Son ders!

Bu yazıyı yazacağımı biliyordum ama nasıl, ne zaman yazacağımı bilemiyordum. Bir yıldır içimde tutuyorum. Sanırım yazmak için Kahramanmaraş'ta olmalıymışım. Geldim işte. Günlerden 7 Şubat.O sabah hazırlıkları yapıp yola çıkmış, ertesi günü varabilmiştim Maraş'a. Yine 7 Şubat sabahıydı. Oysa 6'sında, yani depremin olduğu gece şehirde olacak ve yıkıl

Kadir Topbaş'ın izinde: Polemiksiz İstanbul

Geçtiğimiz cuma günü İstanbul adayı Murat Kurum'un sahadaki çalışmalarını takip ettim. Gazetemizde yayınlanan röportajı okumuşsunuzdur. Murat Bey ile cuma namazından sonra AK Parti İstanbul il binasında buluşmak için sözleşmiştik. Saat iki gibi danışmanı aradı, Taşdelen'deki Hacı Yusuf Kebir Camii'ndelermiş. "Avludan çıkamadık. Vatandaşlar bırakmıy

Böyle bir başkanı kim istemez ki

Belediye başkan adayları, seçim süreçlerinde çok fazla söz veriyorlar. Özellikle de kazanma potansiyeli olanların elleri çok açık. Seçim beyanna-meleri aslında hem vatandaşla hem parti hem de devletle yapılan birer taahhüt yerine geçiyor. Belge niteliği taşıyor.Adaylar ya da başkanlar sözü sadece oylarını almak istedikleri seçmenlere vermiyorlar. A