Doç. Dr. Harun Bekiroğlu

Milli Gazete

Deveye hörgücü ağır gelmez

İnsanlar genellikle çevrelerinde gördükleri varlıklar üzerinden gerçekleştirilen anlatımları daha güzel anlarlar. Teşbihler yerini bulur ve örnekler maksadına ulaşır. Bundan dolayı kıssalarda ana unsurları oluşturan hayvanlar, okuyucunun tanıyıp bildiği canlılardan seçilmektedir. Tilkinin kurnazlıkla özdeşleştirilmesi, insan üretimidir ama buradaki

Üç resim, üç kimlik, tek gerçek

Tarih, yaşanmış olayları tespit etmek anlamına gelen e-r-h kökünden türemiştir. Zamanın akışına göre olayları sıralarız. Bunun için takvim kullanırız. Hz. Ömer, Müslümanların, yaşadıkları olayları bir düzen içerisinde hafızalarında kaydedebilmesi için hicreti sınır olarak belirledi ve Ay'ın hareketlerini esas alan hicri takvim ortaya çıktı. Bu yazı

Enes'ten bize kısas kaldı

Bir şeyi hak ettiği yere koymaya adalet, bir şeyi hak etmediği yere koymaya da zulüm diyoruz (İbn Fâris, Mu'cem, III, 468-469). Aslanın önüne ot, atın önüne et koymak zulümdür. Tersini yapmak yani atın önüne ot, aslanın önüne et koymak adalettir. Adalet, Allah'ın buyruğudur; vazgeçilmezdir (Nahl 16/90). Adalet, Kimlik Göstergesidir Vicdanlarında ha

Bakıp duranlar; ağlayıp bakanlar: Bekkâîn nedir

Her şey Mısırlı gencin gözyaşları içinde deniz kıyısına inmesiyle başladı. Mısırlı gencin yanında birkaç pet şişe vardı. Pet şişelerin içine birkaç lokma gıda koymuştu. Amacı, aylardır Siyonistler tarafından ambargo altında tutulan Gazze'ye bir lokma ulaştırabilmekti. Elindeki pet şişeleri birer birer Akdeniz'in sularına fırlatırken şunları söylüyo

Hasım olmak

İnsanlar günlük hayatlarında birbirlerinden şikâyetçi olabilirler. Dini, mali, siyasi ya da şahsi meselelerde birbirlerini dava edebilirler. Aralarında bir hâkimin karar vermesini isteyen taraflar, mahkemeye başvurur. Hukukta müddei ve müddeâ aleyh dediğimiz taraflar, birbirinin hasmı yani davalısı olmuştur. Bu iki kişiye hasmeyn deriz. Bazen bu ha

Terlik deyip geçmemek lazım!

Terlik ya da sandalet bir yazı konusu mudur Terliği yazmamızın nedeni, yaz mevsiminin sıcak havasını teneffüs ediyor oluşumuz ya da terliğin yararları değildir. Esasen bir sandalet ya da terlik, ayaklarımızı dış etkenlerden koruyan bir ihtiyaçtan öte bir şeydir. Dolayısıyla terlik deyip geçmemek lazım. Zira o, kadim medeniyetimizden pek çok hatıra

Görünmez perdeler; saklayan kelimeler

Göz, ışık olmadan eşyayı göremez; herhangi bir perdenin veya engelin (hicâb) arkasındaki nesnenin varlığını ya da yokluğunu bilemez. Bir insanın soluduğu havayı ya da beyninden geçirdiği planları göremez. Hicâb kelimesinin kökü olan hcb, engellemek demektir. Göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayırıp geçişi engellediği için diyaframa hicabu'l-cevf