Bekir Fuat

Karar

Gözler değil kalpler kapalı

Nasıl yazmalı, nasıl konuşmalı bu insanlık durumunu Derdimiz, insanlığımız, engelliliğimizSözün başında söylemek isterim: Fiziksel bir engeli olmayan insan, çoğu zaman hayata yukarıdan bakıyor. Sanki her şey yolundaymış gibi... Oysa "engel" dediğimiz şey, yalnızca bedende değil; bakışta, zihniyette ve kalpte de olabilir.Toplum olarak engelliliği bi

İnancın sessiz yüzü

İnsanın ilk terbiyesi ana rahminde başlar. Orada ne irade vardır ne de güç Her şey Allah'ın kudretiyle şekillenir. İlk mekânımız, ilk yakınlığımız, ilk sözleşmemiz annemizledir. Anne, her insanın geçtiği ilk cennettir.Allah, varlık kaynağımızdır; vazgeçilmezdir, biriciktir. Yaratılışın bir temsili olarak Allah, annemizi kendisine en yakın yere yerl

Annemizin dini Yunus'un dili

Bazen kelimeler yetmez insana. Söylediklerimiz kulağımıza bile yabancı gelirken, kalbimize nasıl dokunsun Dilimizdeki kelam artık yüreğimizin sesi değil. Sözcüklerimiz ithal, dualarımız bile yabancı. Söz sahibini terk etti; anlam yolda kaldı. Bu topraklarda konuşmakla susmak arasında ince bir utanç var şimdi. Çünkü ne konuştuğumuz bize ait, ne de n

Sessizliğin ardında bir çığlık: Erol Güngör

Bazı ölümler sessizdir. Manşetlere çıkmaz, büyük kalabalıklar toplanmaz; şehirlerin gürültüsü arasında kaybolur gider. Ama o sessizlikte derin izler kalır. Türk düşünce dünyası, 24 Nisan 1983'te böyle bir sessizlikle sarsıldı. Henüz kırk beş yaşında aramızdan ayrılan Erol Güngör, yalnızca bir akademisyen değil, bir entelektüel önderdi. Onu anlamak,

Şeftali ve yoksul eller

Kendini doğanın bir armağanı olarak görür. Güneşin sıcak ışıkları altında, ağacın dallarına asılı halde olgunlaşırken, hayatı kendiliğinden bir varoluş gibidir. Başlangıçta her şey doğayla uyum içinde, sakin ve huzurludur. Fakat zamanla daha derin bir farkındalık gelişir.Şeftali, ağacın en yüksek dalında sallanırken, dört bir yanındaki manzarayı iz

Kendini arayan kanat

Ormanın derinliklerinde, yemyeşil ağaçların arasında yalnız bir karınca yol alıyordu. Diğer karıncalar koloni için durmaksızın çalışırken, o sessizce bir köşeye çekilmişti. Belki de bugün kendi içine doğru bir yolculuğa çıkmak istiyordu; bir sessizliğin içinde, kendini duymaya...Sırtında yük taşımıyor, ayakları aceleyle koşmuyordu. Düşüncelere gömü

Mevlâna İdris'in "Anayasa"sı

Sizin masal yazarı arkadaşınız oldu mu hiç Benim oldu. Üstelik esaslı bir şair.Mevlâna İdris Mevlâna İdris'in en önemli özelliği: Hiç sıkıcı değil.Kitaplarının başlıklarına bakın: Profesör Haşır Huşur, Hayâl Dükkanı, İyilik Dükkanı, Filozof Köpek...Çocuk edebiyatçısı olarak tanınır Mevlâna İdris; ama esasen şairdir.Ayrıca, esaslı bir gözlemcidir.Şa

Bahar geldi, bayram geldi

neşe paylaştığım öksüzler nerdedost yollar, dost evler, dost yüzler nerdehuzura erdiğim bayramlar hanikar çiçeğim solmuş kar yatağındacan verir ırmağın dar yatağındaarife gecesi yer yatağındaüstüme serdiğim bayramlar haniAbdurrahim KarakoçBugün bayram.Bahar geldi, bayram geldi.Zamanların en güzeli geldi.Bayramlar diğerkâmlığı, komşu hakkını, ana-ba

Umudun ve ekmeğin fedaisi: Hilmi Oflaz

Her Ramazan'da hüzünle, muhabbetle hatırladığım bir insan var: Hilmi Oflaz. Hüzün kısmı şu: Ezana bir dakika vardı. İstanbul'da İLESAM'da oturuyoruz. Hilmi Oflaz geldi, "haydi gençler" dedi, "iftara gidiyoruz!" Yüzümüzde bir tebessüm. Birlik Vakfı'na götürdü bizi. "Davetiyeniz yok, alamayız." dediler. Üç öğrenciydik, Hilmi Amca'nın misafiriydik. O

Eski libas gibi âşığın gönlü

Dünya sıkıcı. Türkiye hüzünlü. Dünyanın derdini çekiyoruz çünkü."Yalnız hüznü vardır kalbi olanın" diyor İlhami Çiçek. Bize bir kalbimiz olduğunu hatırlatıyor. Kalbimiz, Türkiye'ye tebessüm ediyor, dünya hüznümüzü büyütüyor.Döne döne türkülere dönüyorum ben de. Döne döne Erciyes'e, Gesi bağlarına dönüyorum.Bu satırların yazarı Gesi bağlarında doğdu