Bekir Fuat

Karar

Gönül yordamı

Sükût elbisesini çıkarır gönül, sararan mevsimlere aldırmadan düşer ekin tarlalarına. Başaklarda olgunlaşır zaman, gönül olgunlaşır. Rüzgâr aşkı fısıldar; bir yanı yaz, bir yanı sonbahar.Evler eskir, toprak eskir, virane vakitlere düşer gönül. Yağmur rahmet olur sürer kokusunu kalbimize.Nerededir gönül, arasak bulabilir miyiz Nerede o tanımlayamadı

Geyikler, Annem ve Almanya

Nursel Duruel vardır bir de. Hikâyenin hasını yazmış, rüzgârını yüreğimizde döndürmüş ender yazarlarımızdandır. Az yazmıştır. Olsun canım, ne çıkar. Kalbimize dokunmuştur ya. Gözyaşını, kederi, sevinci, saflığı, masumiyeti, ana şefkatini, hasreti, merhameti tek bir hikâyede iplik iplik dokumuştur ya.Nasıl unuturuz dereye serili kilimleri. Kilimin ü

Yaşam bir göçmen kuşun gariplik duygusudur

Şiir, hakikatle bağımızı sağlamlaştıran söz. Kaçıp kaçıp sığındığımız, nefes aldığımız, kendi sözümüze, kendi sesimize, kendi türkümüze, en nihayetinde de kendimize en yakın bulduğumuz ses.Sohrab Sepehri, o güzel sesin sahiplerinden biri."Kaşanlıyım ama Değil benim şehrim Kaşan Benim şehrim kayboldu."1924 Kaşan doğumlu Sepehri. Ayağını doğduğu ye

Bir Şuur Abidesi: Nevzat Kösoğlu

Tanıştığım için şükrederim. Yazdıklarını okumaktan nasiplenen biriyim. Erzurum'un türküleri kadar güzel bir adamını anlatmak istiyorum.Nevzat Kösoğlu. 7 Ekim 1941'de Erzurum-İspir'de doğdu. İ.Ü. Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1964'te gazeteciliğe başladı. Ötüken Yayınevi'ni kuranlar arasında yer aldı ve yönetti. 1977 genel seçimlerinde MHP'den Erzurum

'Çocuklar bizi hakiki sese çağırır!'

Yücel Çakmaklı'yla beni tanıştıran dostum Sadık Battal'dır. Çakmaklı, sevdiğim bir adamdı zaten. Tanıştıktan ve onun güzel gönlünü gördükten sonra en başta şaheser filmleri Küçük Ağa ve KuruluşOsmancık olmak üzere tüm sinemasını izledim diyebilirim. Muhabbetle izlemenizi öneririm.Tanıdığım Yücel Çakmaklı'yı ve sinemasını anlatmak istiyorum dilim dö

Yara hakikiyse şifası merhemi vardır

Günlüğüme itinayla kaydettiğim birkaç cümleyi Pazar notları olarak paylaşayım dostlar.Okumakla, yazmakla, makamla değil tefekkür ile olacak ne olacaksa.Allah'ın tuttuğu hesabı unutup insanların tuttuğu hesabı önemsemek insanın karakterini ele verir.İnsan kendi sevgisinden emin olur, sevildiğinden değil. Bunun içindir ki erdemli olan sevmektir.Hangi

Türkçe bize bir hayat sunuyor mu

Türkçe diye bir dil, Türkiye diye bir ülke vardı. Yine var Allah'a şükür. Ama derdimiz de var. Türkçe ve Türkiye derdimiz büyük. İnsanlar; büyük, güzel, yeşil ülkemizde mutlu bir şekilde yaşarlardı. Kendilerini rahat bir şekilde ifade edebilecekleri dilleri vardı çünkü. Dilleri, yani hayatlarıTürkçe, insanlara bir "hayat" sunuyordu çünkü. Etle kemi

Türk'ün asaleti Türkiye'nin kıymeti

Bu topraklar gariplerin sığınağı. Kalbimiz ve dostlarımız burada.Bu toprakların bir hafızası var. Bu toprakların türkülerinde, kültüründe, edebiyatında, düşüncesinde her şeye rağmen muhafaza edileni severek yol alacağız. Çıkış yolumuz da, duamız da, aşkımız da burada. Bu ülkenin tarihi tecrübesine ferasetle bakarak yürüyeceğiz bu topraklarda. Ülkem

İçimizdeki öd acısı

Ortaokuldayken bir arkadaşım vardı bana bir şeyler öğreten. Babası subay, kendisi Cüneyt olan tatlı bir arkadaş. Bir gün yine okuldayız, Cüneyt ile yan yana sıralarımız. Öğretmen geldi, "arama" yapacağını söyleyerek üstümüzü başımızı aramaya, çantalarımızı kurcalamaya başladı. Cüneyt'in çantasından kocaman bir zarf çıktı. Bu ne, dedi hoca. Dayımın

Yeni okumalar ışığında Ziya Gökalp

Bugün yirminci yüzyılın başındaki bunalımların neredeyse aynısını yaşıyoruz, millet olarak. O günün meselesi bugünün meselesi hâlâ. Ne olduğumuz, ne olmamız gerektiği hakkında hâlâ bir kafa karışıklığı mevcut. O günlerde bu kafa karışıklığına dönemin önemli düşünürü Ziya Gökalp aslında çok pratik bir formül sunmuştu; "Türk milletindenim, İslam ümme