Ayşe Emel Mesci

Cumhuriyet

'Reyting mi önemli sanat mı'

Başlığı ödünç aldığım Prof. Dr. Üstün Dökmen, 5 Kasım tarihli Cumhuriyet Pazar'da diziler hakkında ilginç bir yazı kaleme alıp bence sanatın günümüzdeki en yakıcı sorunlarından birini gündeme getiren bir soru sordu: "Reyting mi önemli sanat mı".Günümüz dünyasındaki televizyon dizileri arasında Türk dizilerinin önemli bir yer edindiğini ve bununla g

Cumhuriyet yüz yaşında

Yüz yıl önce Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi... Katiyen bugünkü gibi şatafatlı, konforlu, teknik imkânlarla donatılmış bir meclis binası değil. Ama işlevi bugünkü meclisle kıyaslanamayacak kadar önemli. Kurucu bir meclis ve kurucu bir kuşak söz konusu. Başlarında da yürünen yolu ilmik ilmik ören bir strateji dehası ve bir irade simgesi: Must

Sansür ve sanatın gücü

İnsanlık yepyeni bir iletişim çağında yol alıyor. İletişim araçları o denli çeşitlendi ve evrensel bir nitelik kazandı ki basının, edebiyatın, sanatın korkulu rüyası olan "sansür" artık tarihe karıştı diye düşünülebilir. Öyle ya bırakın sınırlar ötesini, kıtalar ötesi, okyanuslar ötesi haberleşmenin, dünyanın öteki ucunda neler olup bittiğini öğren

'Düşünen adam'dan 'makineleşen insan'a

Hesiodos'un İşler ve Günler adlı yapıtında (çev. Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi) yer alan "Soylar Efsanesi" bölümünde, insanlığın ortaya çıkışından beri beş çağ yaşandığı, beş farklı insan soyunun birbirini izlediği söylenir: Altın soyu, gümüş soyu, tunç soyu, kahramanlar kuş

Hayatımızı çalan eylül

"Dilek Taşı" isimli bir dizi başladı. Reklamlarına denk gelmiştim, 12 Eylül dönemini anlattığını görünce izlemeye başladım. Dizinin 1. bölümünün başlığı: "Hayatımızı çalan eylül." Ne kadar doğru...KARA MİLATYine bir eylül ayından geçiyoruz. Geriye dönüp baktığımda, 43 yıl evvelki o uğursuz tarihin öncesi ve sonrasıyla hayat tarlasına nasıl Azrail'i

Belleksizleşmeye direnmek,

"100. yılını kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyetin kuruluşuna giden yoldaki en önemli kilometre taşlarından biri, belki de birincisi Büyük Taarruz'la gelen 30 Ağustos zaferidir. Bu zafer, on yıl sürmüş savaşların ardından bitap düşmüş bir halkın, inancını herkese aşılamayı bilmiş siyasi ve askeri bir dehanın, Mustafa Kemal'in önderliğinde silkinip

Umudumuz çelişkilerdedir,

"DTCF Tiyatro Bölümü'nün değerli hocalarından, 2017 yılında KHK ile görevinden ve öğrencilerinden uzaklaştırılan Süreyya Karacabey, 14 Ağustos tarihinde Artı Gerçek'te önemli bir yazı kaleme aldı: "Brecht'in Önlenemez Ölümü." Bu yazının bende uyandırdığı düşünceleri, belleğimde canlandırdığı Brecht'li anıları paylaşmak istedim.60'LARDA BRECHTTiyatr

Beyaz adam mantığı,

""Biliyorum beyaz adam bizim gibi düşünmez. Beyaz adam topraktan istediğini almaya bakar ve sonra yoluna devam eder. Çünkü toprak beyaz adamın dostu değil düşmanıdır. Beyaz adam topraktan istediğini alınca başka serüvenlere atılır. Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne alınıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bak

Başka bir dünya mümkün

"Sesime kulak ver gülümTutsaklığa yeğdir ölümNerde varsa böyle zulümÇaresi isyan olmuştur."Türkiye Tiyatro Buluşmaları'nın bu yıl, Çeşme Belediyesi'nin ve belediye başkanı Ekrem Oran'ın ev sahipliğinde düzenlenen on altıncısında, "Çağdaş Aydın Direnç Ödülü" verilen değerli şairimiz Ataol Behramoğlu ödülünü alırken yaptığı konuşmayı "Yunus Gibi" adl

Vurulduk ey halkım, unutma bizi

Türkiye'de solun ve Aydınlanma mücadelesinin tarihine bakıldığı zaman, ağır bedellerle, kanlı kilometre taşlarıyla döşenmiş uzun, ince bir yoldur gözüken. 1968'den bu yana geçmiş 55 yılı şöyle bir düşündüğümde öne çıkan resim, kendilerini "memleket davası"na adayarak feda etmiş kuşaklar ve "Vurulduk ey halkım, unutma bizi" dizesi oluyor.Bugün gelin