Taşın ve tarihin büyüsü

Aspendos antik tiyatrosunun önüne geldiğinizde önce görkemli dış duvarı karşısında nefesiniz tutuluyor sonra dünyadaki en iyi korunmuş antik tiyatro olduğu kabul edilen o mekânın içine girince tarih ve sanatın gücü karşısında saygıyla eğilmek istiyorsunuz.

17-27 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Devlet Tiyatroları Antalya 14. Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında, 24 Mayıs'ta Aspendos antik tiyatrosunda oynanan "Devlet Ana"nın tüm ekibi bu duyguyu paylaştık. Devlet Tiyatroları'nın düzenlediği uluslararası festivalleri değerli buluyorum. Hem çeşitli bölgelerin ekiplerini bir araya getirmesi, Devlet Tiyatroları'nın yurt sathındaki üretiminin bir arada festival kentine ulaştırılması, hem de seyircimizin yurtdışından gelen tiyatroların çeşitli oyunlarını izleme şansı bulması açısından gerçekten önemli bu festivaller. "Devlet Ana" Antalya'dan önce de Devlet Tiyatroları Konya 16. Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında 21 Mayıs'ta Konya'da oynanmıştı. Bu festivallerin pratik işleyişinde yükü sırtlanan bölge tiyatrolarının, müdürlerinden başlayarak bütün özverili ekipleri de ayrı bir alkışı hak ediyor.

ASPENDOS TİYATROSU

Devlet Tiyatroları'nın sitesinde Antalya Uluslararası Festivali'yle ilgili olarak şu cümleye yer verilmiş: "Devlet Tiyatroları, Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali'ni günümüz tiyatrosunu geçmişin sahnesinde sergilemek amacıyla hayata geçirmiştir." O geçmişin günümüze nasıl ulaştığı üzerine de o geçmişin günümüzden ne gibi üstünlükleri olduğu üzerine de söylenecekler var aslında.

Sevgili dostum Yaşar Yılmaz'ın iğneyle kuyu kazar gibi Anadolu'yu karış karış dolaşarak hazırladığı "Anadolu Antik Tiyatroları" adlı kitabında, Aspendos Tiyatrosu hakkında şu bilgiler veriliyor: "Aspendos Tiyatrosu, Theodorus oğlu Zenon tarafından tasarlanmış, MS 161'de yapımına başlanmış,19 yıl sonra bitirilmişti." Giriş kapılarındaki yazılardan tiyatronun Crispinus'un vasiyeti doğrultusunda o dönemin Aspendos kentinde yaşayan tek bir varlıklı ailenin parasıyla yaptırıldığının öğrenildiğini belirtiyor Yılmaz. Tiyatro binası yerel tanrılara ve Augustus ailesine adanmış. Roma İmparatorluğu'nun Pamphylia eyaletinin bir kenti olan Aspendos'ta, mimar Zenon marifetiyle yapılan bu görkemli tiyatronun neredeyse 2 bin yıl önceden günümüze ulaşmasında ve sahnesinde günümüzün oyunlarının amfiteatrı dolduran izleyicilere ulaşmaya devam etmesinde gerçekten baş döndürücü, büyüleyici bir yan var. Yılmaz'a göre "Bu tiyatronun bozulmadan sağlam olarak günümüze ulaşmasını Selçuklu beyinin 1200'lerde yaptığı esaslı onarıma borçluyuz." Selçuklu beyinin bu davranışının altında ne gibi bir pratik neden yatmış olursa olsun, tarihten alınabilecek güzel derslerden biri bu, kültürleri ve sınırları aşan insanlık mirası duygusunun bir örneği.