Ali Rıza aydın

Yeni Asya

Teşhir tutkusu

Birbirinden farklı birçok manaya gelen bir söz, bu "teşhir" sözcüğü! Gösterme; herkese duyurma, dile düşürme; sergiye koyma, sergileme ve suçluyu aşağılamak ya da ceza olsun diye halka göstermek teşhir kelimesinin manasında barındırdığı bazı başlıklar.Bir de, "teşhircilik" tabiri var ki, edeple, ahlâkla alâkası olmayan zelil bir davranış biçimi; dü

Şakşakçılık

Alkış, insanların, birini veya bir şeyi beğenip sevdiğini el çırparak veya "yaşa" diye seslenerek göstermesi; yani, takdir ve tasvibini belli edilmesidir.Alkışçı ise, birinin her yaptığını, her söylediğini beğenip öven, kabul eden ve doğru diye herkese kabul ettirmeye çalışan kimse. Böyle kimselere de, en yakışır tarif ile şakşakçı ya da dalkavuk d

Her zaman, şükretmenin zamanı

Şükretmek, bir manasıyla, nimeti; ondan da öte mün'imi-i hakîkîyi, yani nimetleri vereni fark etmek olduğuna göre, her zaman, şükretmenin zamanı.Biçmek için ekmek; "ekmek" için de, şükranımızı arz etmemiz gerekiyor her şeyi bulabildiğimiz, bulduğumuza erebildiğimiz için. Varlıkta da, darlıkta da Cenab-ı Hakka her hâl üzere şükretmek; Onun tayinine,

Bor'un pazarını kaçırmamak

"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar" sözü, çok kullanılan atasözlerimizden birisi.Aynen bu sözde olduğu gibi; konuşanı, halka bilgi sunanı halktan hariç, haktan yoksun kimseler pek sevmez. Çünkü o bilginin ilgilisi, teşhirini istemez. Merhum Süleyman Demirel'in, "Konuşan Türkiye"sinde konuşmak, -direkt olmasa bile- neticeten, bir cihette kabahat

"Seviyorum" sözünü sevdiğine ikram et

Cenab-ı Hak, insanın lâtifeleri arasına meveddeti nakşetmiş; ruhunu, sevgi ile bezemiş.Diğer âlemlerdeki keyfiyeti bilemeyiz, ama dünyanın sevgi üzerine inşa edilmiş olması kesin. Zira her şey sevgiden anlıyor. Demek sevgi, canlıların ortak dili! Saksınızdaki çiçek bile, ona sevgiyle yaklaştığınız, ona birkaç güzel söz söylediğiz zaman memnun oluyo

Titanic

Gönüllerdeki ene, âdeta Titanic; gark olması mümkün değil denilen âbide veyahut tasavvurun puta dönüşmüş sureti!Çünkü ene, zannına namütenahi ömür biçer ya da biçenlerin köprüsünden geçerler. İnsan, her şeyin geçici olduğunu bildiği hâlde, tûl-i emel onu yerden yere çalıyor; akıbeti, yolda yayan kalıyor. Zira kanıyoruz! Taca tahta, makama mevkie, ş

Siyaset

Yahudilerin, "Çamur at, çamur at; tutmasa da iz bırakır" atasözleri menşurdur.Bu sözden hareketle; birileri, birilerini uzun zamanlardan beri "Siyasetle fazla iştigal ediyorlar" sözleriyle eleştirir dururlar. Bunu söyleyenlerin ya da böyle düşünenlerin kendileri de siyasetin rüzgârının önünde. Bu dostlarımızın söylediklerinin veyahut sosyal medyada

Fasl-ı bahar

Her şeyin olduğu gibi baharın da bir ilki, bir de sonu var. Sondan sonra gelen bahar tıpkı dünyanın zevâline benzer, kıyametin timsali.Bahar ibe yeniden doğuş, haşr oluş. "Bahar" ne hoş bir sözcük değil mi İster öncesi, ister sonrası olsun, neticede bahar ya. Anınca, insanın gönlünde ılık bir sesim esiyor, duygular uyanıyor; tıpkı nebatatın, hayvan

İstanbul'da eski Ramazanlar

Yeni dünyada damağa tat, gönlümüze hâtırat bir şey olmadığı için, eskiye, ecdada ve ecdadın yaptıklarına olan hasret bitmiyor.Bunun içindir ki, çoğu zaman, "eskiden şöyleydi" kabilinden sözleri çokça kullanıyoruz. Biz de bu cümleden hareketle -sona yaklaşmış da olsak- eskiye, eski ramazanlara dair birkaç paragraflık notumuzu, o günleri yâd edelim d

Sevilen, sevildiğini bilmeli

İzzet-ikram, sevilenler içindir. Rabbimiz de bize, bizi ve bizden gayri her şeyi bahşetmiş, ikram etmiş; bizi sevdiği için."İnsan" olmak ucuz mu Ne çok külfet, ne çok masraf edilmiş insan için; insanın, insanca yaşaması için. Ruhlardan hemen sonra, kâinat yaratılmış dünyanın var olabilmesi, varlığını sürdürebilmesi için. Çünkü elma, rengini Ay'dan