Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

"Safderunlar cemaati" - Ân diyarı (66)

Selim Ali, işin başı hürriyet Ötesi insanın yüz sayısını çoğaltır. Kimse kimseyi tanıyamaz.Korku, esaret, fukaralık, cehalet, yüzsüzlük, netsizlik, zamansızlık, sanatsızlık, zanaatsızlık, hâl dilini tercüme edememek (mukteza-yı hâli bilememek) çöküşün ayak sesleridir. Bu liste daha uzar da... Düşünesin diye... Birkaç pencere açayım dedim. Bu ahir

Yaşamak dediğin: Şimdi - Ân diyarı (65)

Selim Ali, insan en çok kendini unuturmuş.Ayna kendini göremez, derler; ondan mı Kendi söküğünü dikemeyen iğne mi insan yoksa Terazi miyiz ya da kendini tartamayan Her şeyi merak et; kendini unut; olur mu bu İnsan kendini unutunca, tanımayınca... neyi tanır ki Ağaçları da görmez, üstündeki kuş yuvalarını da... Yakar, yıkar, tarumar eder. Kuş yuva

Selim Ali'ye mektup - Ân diyarı (65)

Arayışın çocuğu Selim Ali,İnsan unutandır, alışandır. Hep aynı nefesleri alacağımızı sanırken birden duruverir kalbimiz. Sonsuz sanırız dünyayı. İşlerimiz bitmez biliriz. Yanılırız. Her yanılgıya düştüğümüzde, dünyayı bitmez sandığımızda ezanlar yayılır, dağılır göklere. Kendimizi; kendimize, dünyaya kaptırdığımızda... Allahu Ekber, Allahu Ekber il

Babam öldü

-13 Ağustos 2024'te Hakka yürüyen merhum babamın azîz hatırasına Fâtiha vesilesiyle-HÜVEL BÂKÎ Hayat nöbetini tutarken... Birden geliyormuş ölüm. Babam... öldü. Ölüm... hep ötelenen... Fakat yanı başımızda gezen... Babam... öldü. Sağlam bir ip koptu gibi... Binlerce kuş uçtu gibi... Babam... öldü. Bu siyah beyaz fotoğrafta... Dünyaya gülen ad

Merdiven muhabbeti

Hakikat ve yalanın, yanlışın ve doğrunun, siyahın ve beyazın, kötülüğün ve iyiliğin öylesine iç içe geçtiği bir zamanın kalbindeyiz Selim Ali.Çok adı var da... ego, ene, enaniyet, gurur yani ben, ben, ben gibi birkaç ismini sayayım bu çağın. Burnundan kıl aldırmıyor, denir ya... Ben de ben... diyen nefisler, hâlinden memnun. Hele bir dokun da gör!

Deccal'ın oltası - Ân diyarı (62)

Eskilerden duyardım Selim Ali: "Deccal gibi adam." Korkar mıydım bu sözü duyunca bilmiyorum ama bir şeyler hissederdim.Ta eski mahallede, doğduğum yerde eli yüzü kanlı mı kızıl mı bir adam hayalimde durur. Küçük Ali Mallesi... İyiler Sokak... Çocukları kovalar mıydı; yok o gelince mi çocuklar kaçardı; bir hareket olurdu ortalıkta. Mimar lakaplıyd

Son perde: Deccal ve İsa - Ân diyarı (61)

Dünyanın fotoğrafını, yaşını görüyorsun Selim Ali. Çok yaşlı, öldü ölüyor gayrı da hâlâ kavgacı, ırkçı, ölümüne de ölümden kaçan zamanlardayız.İnsanın insana köle olduğu... Adım başı muhabbetin ve yan yana, can cana durmanın ötelendiği... Çok zengin görünen ama fakir bir çağ... Dünya çok tantanalı, şamatalı, gürültülü vurdumduymaz... Bu cehalet, b

İsimsiz bir çağ - Ân diyarı (60)

Selim Ali, sözü olmayanların seslerini yüksek çıkardıklarını duyuyor musun Aslında bağıranların sesi duyulmaz. Artistik pozlar, hazlar, avazlar sazlar ortalığı alır.İsrafın saltanatı vardır orta yerde. Yiğit namıyla anılırken... namsız, imzasız, atsız, cansız asılsızların yiğitkahraman olduğu bir tünelden geçiyoruz. Işığı bulacağız diye bunca gidi

Hakikat ve yalanın savaşı - Ân diyarı (59)

Bilgin Abi diyor ki:Kendimizden çok başkalarıyla yatıp kalkıyoruz. Şimdi'den çok geçmiş ve gelecekle oyalanıyoruz. İçimizden çok dışımızla uğraşıyoruz. Her ân bir ayrılığı yaşadığımızı pek hissetmiyoruz. Nefeslerimizi duymadan yaşıyoruz nerdeyse. Uyuyup uyanıp "dünya" soluyoruz. Mevsimlerin devir teslim törenlerine ya hiç gitmiyoruz ya çok geç kal

Sükûnet özlemi - Ân diyarı (58)

Ben sükûneti özledim. Kim kimi duyar bu gürültüde! Tam içime döneceğim sırada aklımı, kalbimi yerinden oynatanlara ne diyorsun Selim AliAnladık mı iyice; dünya çok kalabalık; insanlık çok tenha... Uçaklar, fabrikalar, yollar, okullar çok kalabalık ve bir o kadar tenha... Dünya ne zamandır kefenlenmiş ki zulümlere sessiz... Ölü dünyadan yardım bekli