Ahmet Can Karahasanoğlu

Yeni Akit

Ağca neden Papa'dan önce İznik'e gitti

Ağca neden Papa'dan önce İznik'e gitti AHMET CAN KARAHASANOĞLU Anlaşılabilir tuhaflıklar ülkesindeyseniz hızlı yorumlayabilme kapasitesine sahip olmalısınız; aksi takdirde düş gücüne dair her şeyi berbat edebilirsiniz. Ağca'nın Papa'dan önce İznik'e gelmesi de bu türden bir tuhaflık. Anlaşılabilir tuhaflıklarda geçmişle buluşma takıntısı dikkat çek

Yoksul ve onurlu babaların dramı

Yoksul ve onurlu babaların dramı AHMET CAN KARAHASANOĞLU Öyle anlar vardır ki kimse duymaz, ama derin acıların çığlıkları siren çalar. Bir yoksul babanın hayatıdır sadece o sirenin sesini duyan. Cebinde taşıdığı bozuk paraların miktarı kadardır umudu. İstanbul'un kenar mahallelerinde sabahın ilk ışıklarıyla evinden çıkar o baba. Çocuklarının uyku k

Zeno'nun paradoksu gerçekte ne anlatıyor

Zeno'nun paradoksu gerçekte ne anlatıyor Ahmet Can Karahasanoğlu Şehir hep aynıdır; sadece içinden geçen yüzler değişiyor. Anlamın büyüsü değişiyor ve sürüklenme başlıyor. Bu, koşuşturmalı bir yarıştır. Tam o an düşünür insan Zeno'nun paradoksunu. Atılan ok, varacağı yere asla ulaşamaz. İşte bu koşuşturmalar, tıpkı Zeno'nun paradoksu gibi, hedefe v

Büyüdükçe kaybedilen şeyler

Büyüdükçe kaybedilen şeyler AHMET CAN KARAHASANOĞLU İnsan, hayatın henüz başındayken her şeyi kontrol edebileceğini sanır. Zanneder ki kaderin seyri, kendi arzularının kontrolündedir. Oysa büyümek; kalemin aslında başkasının elinde olduğunu fark etmektir. Ve bu fark ediş, insanın ilk uyanışıdır. Büyük İslam mütefekkiri Gazzâlî, bu hakikati ne güzel

Umursamak neden bir yük haline geldi

Umursamak neden bir yük haline geldi Ahmet Can Karahasanoğlu Frenk düşünür David Graeber, bir köşe yazısına on yıl kadar önce şöyle başlıyordu: "Toplumda en çok 'başkalarını umursayan' insanlar yani öğretmenler, hemşireler, temizlikçiler, bakıcılar, sosyal hizmet çalışanları ya da emekçilerin çoğu aynı zamanda en az değeri gören insanlardır." Kabac

Hatay'da 3 yıldır donan hayat Foucault varoluş acısı

Hatay'da 3 yıldır donan hayatAHMET CAN KARAHASANOĞLU 23 yaşında bir delikanlı. Hatay depreminin tüm sarsıntısını yalnızca bedeninde değil, şuuraltının en derin mahzenlerine kadar hissetmiş. İronik bir şekilde adı Barış. Oysa iç dünyasında derin bir savaş patlamış durumda. Üç yıldır evden dışarı çıkmıyor, özel bakımlarını yapmıyor, tırnaklarını kesm

Çekim yasası şeyhi

Çekim yasası şeyhi Ahmet Can Karahasanoğlu İstanbul'un Avrupa yakasında, caddelerin kaldırım taşları parlak ayakkabılar kadar kaygan, mağaza vitrinleri sonsuz bir rüya gibi parıldıyor. Nişantaşı'nda bir kafenin köşesinde oturuyor Çekim Yasası Şeyhi. Kartvizitinde başka bir isim yazıyor elbette: Yaşam Koçu, Enerji Mentoru, Secret Ustası. Ama ben onu

Kayırılanlar ve liyakatin melodisi

Kayırılanlar ve liyakatin melodisi AHMET CAN KARAHASANOĞLU "Şüphesiz Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder." (Nisâ, 4/58) Eğer gerçekten bir vicdanınız varsa; partiniz de, cemaatiniz de, arkadaşlık ilişkileriniz de, mensup olduğunuz cemiyetin üzerinizdeki etkisi de, hepsini bir ke

Kırık sandalyede kaybolmak

Kırık sandalyede kaybolmak AHMET CAN KARAHASANOĞLU Kahire'nin tekinsiz sokaklarında dolanırken ucuz bir pansiyona denk geldim. Ucuz pansiyonlar her zaman yakası açılmamış hikâyelerin barınağıdır. Küf ve ihanete uğramışlık kokar. Bu kesif kokuyu duyumsamak istemiştim. Tıpkı yıllar önce çıktığım yolculuklarda olduğu gibi, bilinmezliğin büyüsüydü sığı

Köksüzlük

Köksüzlük AHMET CAN KARAHASANOĞLU Yalnızlık, çoğu zaman bir yankıdan ibarettir. Ne söyleyenin ne de dinleyenin tam olarak işitebildiği bir yankı. Belleğin kıvrımlarında saklı bir sancı vardır. Hiçliğin gölgesinde ansızın uyanır; bir bakışta, bir yüzün solgunluğunda, bir trenin kaçışında… Ve insan, kendini kalabalığın ortasında seyirci gibi bulur. H