Ahmet Battal

Yeni Asya

Putin despotizmi ve Rus muhafazakârlığı

Anadolu Ajansının geçen günkü haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geleneksel değerleri destekleyen ve "neoliberal değerler"e karşı çıkan yabancıların Rusya'da oturum izni almalarına kolaylık getiren bir kararnameyi onaylamış.Rusya güya dünyaya diyor ki "ben bir tercihten yanayım, sizi de tercihe davet ediyorum." Yine habere göre Rus

Millet tatilde, vekilleri yok hükmünde!

Türkiye Büyük Millet Meclisinde Cuma günü hararetli ve hatta kavgalı geçen Şerafettin Can Atalay oturumundan bir netice çıkmadı.Bu kararın, Atalay'a oy veren ve vermeyen Hatay seçmenini depremde yıkılan binaların altında terk etmekten farkı yok. Görüldü ki seçmene "sesimi duyan var mı" diyen bir iktidar bloku yok. Ama seçmenin sesini duyuracağı bir

Günay'dan topuzculara günaydın

Bediüzzaman Hazretleri dine hizmeti iki ana metoda ayırıyor.Birincisi "devlet kuvveti" eliyle dine hizmet ya da devletin "kuvveti"ni dine hizmet ettirmek. (Bu tarza, biz, Bediüzzaman Hazretlerinin kavramını güncelleyerek "topuzculuk" diyoruz.). Gerçekten, bilhassa bu çağda, günahlara bulanmış beşeriyet içindeki azgınlara ancak devlet kuvveti tesir

Eğrilen yollardaki savrulmalar ve AKP-2

Aynı başlıkla yazdığımız geçen haftaki yazımızda "neredeeeen nereye" ve "kimler kimlerle beraber" sedalarını çınlattıran birkaç örnek vermiştik.Bugün iki örnek daha verelim. Milat Gazetesinden Serdar Arseven şöyle yazmış: "Eğitim Modelimiz: 1-İnsanımızı şahsiyetsizleştiriyor, 2-Yeteneklerini köreltiyor, 3-Hayattan bezdiriyor, 4-Maneviyatını tüketi

Adalet, AB ve CHP

Tek parti döneminin 1946'da bitmesinden sonraki Türk siyasi hayatının uzun bir döneminde, CHP, Demokrat Partiyle ve onun devamı olan Adalet Partisi ile siyaseten bir mücadele içinde oldu.O dönemde geçerli olan iki bloklu dünyada her iki parti de SSCB'nin başını çektiği Varşova Paktı'na değil, ABD'nin liderlik ettiği NATO'ya taraf oldu. Aynı dönemle

Başın öne eğilmesi

Kimse boynu bükük doğmaz, yetim bile olsa.Boynu büküklerin boynu sonradan bükülür. Bazen hayat şartları boyun büktürür, bazen yakın ya da uzak çevre. Bazen de kişi nefsinden gelen hataları sebebiyle boyun büker. Boynu bükükleri bu halden kurtarmak mühim bir hizmettir, hatta ibadettir. Derviş niyetli olup hakka boyun bükmesi gerekirken halka boyun b

Eğrilen yollardaki savrulmalar ve AKP

Bir dost meclisinde yapılan konuşmalar uyanmak isteyenleri uyarıcı.Bir büyük ilçenin AKP ilçe başkanı, başkanlık sisteminin devletin işleyişinin hızlanmasına vesile olduğunu ve bu yönden faydalı da olduğunu ama bu hızın içinde bazı ciddi planlama hataları da olduğunu kabul ediyor. Bir başkası "sadece bu değil" diyor. Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi

YÖK Kanunu neden değiştirilmiyor

Bir üniversitenin üst yönetiminin kendi kadrosundaki öğretim elemanını bir üst kadroya ataması için ne lazımSekülerse "kanuna karşı hile", azıcık dindarsa "hile-i şer'iyye" yapması lazım! Zira bir türlü değişmeyen Yükseköğretim Kanunu akademik yükseltme ve atamaların "tam ve açık yarışma" ile yapılmasını emretmek suretiyle bunu mecbur tutuyor. Yani

Kılıçdaroğlu'nun ahı ve uyanık emekliler

Yazımızın ilk başlığı "sosyal güvenlik sistemi nasıl çöktü" idi.Vazgeçtik. Zira, "hayır çökmedi, ayakta duruyor ve hatta yürüyor" diyecek olanlara söylenebilecek fazla bir şey yok. Onlar için uygun bazı fıkralar var ama ona da gerek yok. Rencide etmeyelim ki konforları bozulmasın. Onlar için uygun hikâye ve menkıbeleri ise köşe ortağımız İbrahim Ak

Bileği bükülecek devleti aratan AKP

Geçen gün, iki sene kadar önce yazdığımız "eli delik devleti büyüten AKP" başlıklı yazımıza da atıf yaparak "eli öpülecek devleti büyüten AKP" başlıklı bir yazı yazmıştık.İki yazının ortak ana fikri şuydu: Devleti, hürriyetçi demokrat anlayışa uygun olarak dönüştürmek iddiasıyla ve söylemiyle iktidara gelen ve AB süreci sayesinde önemli işler de ya