Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki akşamki çıkışı ile birlikte memurlar ve siyasetçiler arasındaki kriminal ilişkiler meselesi yeniden gündeme oturdu. Kokular ve korkular odalardan dışarı taşıyor. Herkes kendisini kurtaracak belge arayışında.Devletle tanışıklığı yirmi yıldan kısa olan küçük büyük bütün bürokratlar açısından şeklen AKP iktidarından başka
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucubenin de etkisiyle TBMM yürütme üzerindeki denetim ve yönlendirme gücünü önemli ölçüde kaybetti ve etkisizleşti. Yeni sistem bu yönden bilhassa eleştiriliyor.Ayrıca TBMM kanun yapma tekniği olarak da zaman zaman eleştirilen türden vukuata imza atıyor. Değişen ve tekrar değişen maddeler, imtiyazlı şahs-ı â
Altılı Masa kuvvetlenip etkisi yayıldıkça AKMHP koalisyonunun güç kaybı hızla artıyor. Bahar gelip de siyaset ısındıkça taraftar olan da olmayan da bunu daha net görüyor.Öyle ki Cumhurbaşkanının Cevaplama Yardımcısı Fuat Oktay bir siyasetçi tavrı gösteriyor ve fakat cesaretle yuhalanıyor. Gidişin sonu belirmeye başladı. AKMHP gidince ne olacak Sist
Bu konuyu yine yazmak zorunda kalmak bile esef verici. Ama mecburuz.Dünkü yazımızda "M. Kemal sevgisi konusunda kim samimi kim değil Bunu bilemiyoruz. Kendi 'tek adam'larını maziye gömmüş olan demokrat devletlerin efsane kulübü olan AB'ye girebilmiş olsaydık çoktan bu mesele de hallolmuş olacaktı." demiştik. İşte bir örnek: Geçen günlerde muhafazak
Eskişehir Seyitgazi Kaymakamı Kutsal Baytak Hanımefendi 19 Mayıs günü yayınladığı kısa bayram mesajında adını üç defa vererek M. Kemal'i övmüş. Ama ikisinde yanlış yazmış: Atatark ve Atakürk.Hücumlar ve eleştiriler üzerine de düzeltme ve özür mesajı yayınlayıp "klavye hatası" mazeretine sığınmış. Uzun metindeki başka kelimelerde hata yok. Ama bu ke
Dünkü yazımızda özetle Avrupa'nın Türkiye'ye ve İslam'a olumlu bakışının sürmesi gerektiğini ve bunun için Avrupa'ya da önemli görevler düştüğünü yazdık.Dünkü Yeni Asya'da bunu destekleyen önemli ve ilginç bir haber vardı. Almanya'nın Baden-Württemberg eyaletindeki adı bile ilginç olan Messkirch beldesinde inşa edilen Diyanet İşleri Türk İslam Birl
Şair Ali Akbaş'ın "Sirkeci'den tren gider, varım yoğum törem gider" diye başlayan "Göç" adlı şiirini İbrahim Sadri'den dinlemeyenlerin vicdanı çok şeyden mahrum kalmıştır.1960'ta gidenler gittiler. İz açtılar. O izlerden gidenler izinlerde dönerken getirdikleri en değerli hediye Avrupa Konseyi'nin görgüsü, göreneği ve müktesebatı idi. O Avrupa Kons
Dünkü Yeni Asya'da manşetten verilen "Dış Politikada İki Çatlak daha" başlıklı haberi okudunuz.Özeti de şöyle: "Tek adam rejiminin dış politikası İsrail, Mısır, BAE ve Suud'da keskin U dönüşlü manevralarına yeni çelişkiler ekleyerek devam ediyor." Gerçekten ilginç şeyler oluyor. Birkaç gün önce "AKP'li dostlar MHP iktidarına ne der" başlıklı yazımı
Geçen hafta bir akademisyen dostumuz whatsapp'tan ilginç bir link paylaştı ve şunu sordu:"Kız İmam Hatip Lisesi öğrencilerini stada götürüp 'ben seni ömrümce unutamadım' şarkısına eşlik ettirmek hangi aklın ürünü" Aspor TV kanalındaki görüntülerde Sivasspor maçı için stada götürülen başörtülü kızlar görünüyordu. Soru anlamlı görünmeyebilir. İzahı d
Demokrat Partinin Genel Başkanı ve Siyasetin Beyefendisi Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal önceki akşam Halk TV'de gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.Barış Terkoğlu, Süleyman Soylu'nun Demokrat Parti'nin Genel Başkanlığından ayrılma sürecine de atıf yaparak şunu sordu: "Merkez sağda veya sağda hep bir cemaat tartışması oluyor. Hatta si
© 2016