Adnan Şahin

Türkiye

Bana geleceğimi anlat

ÖZLEM ÖZGEN Mutfağa bakışımı "Dünyanın en eski hayat coğrafyası Anadolu mutfaklarının on dört bin yıllık derinliğine dayanan en büyük sofrasında herkes ağırlanabilir. Lezzet, doğallık, sağlık, samimiyet ve rahatlık ise cabası" ifadeleri ile özetlerim. Farklı kültürlerden süzülerek gelen orijinal lezzetleriyle kapılarını bize her zamanki hoşgörü ve

Emeksiz yemek olmaz

Lezzet üretenlere AŞÇIBAŞI, yemek üretenlere AŞÇI, yiyenlere TATSEVER, tatbilirlere GURME denilir; ama hikâye bu kadar basit değil, sırası ile anlatmaya çalışayım. Adına yiyeceğin tadı dediğimiz his aslında ağız ve burun boşluklarında bulunan birçok reseptörün yiyeceğin çeşitli özellikleri hakkında beyne gönderdikleri bilgilerin toplam değerlendirm

Sadece mutfakları değil kültürleri de belirliyor BEREKETİN TEMSİLİ

PİRİNCİN İÇİNDEKİ SİYAH TAŞLARDAN KORKMA, BEYAZ OLANLARDAN KORK" derler Japonlar ve çok değerli bir sözdür. Anlayan anlar. Pirinç neredeyse bütün dinlerde bereketi temsil eder. Pirinç, buğdaygiller familyasından. ASYA PİRİNCİ veya daha az yaygın olarak AFRİKA PİRİNCİ olarak iki temel türü var. Pirinç tahıl olarak ıslah edilmiş ve dünyadaki insan nü

Kafkaslardan dünyanın çatısına: Bir mutfak gerçeği

Yaklaşık otuz yıl önce Anadolu yemek kitaplarını incelemeye başladım. Son on beş yıldır ise Türkiye, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan'ı içine alan dünyanın en bereketli coğrafyası; KARADENİZ, AKDENİZ, BASRA KÖRFEZİ, KIZILDENİZ, HAZAR Denizlerinden faydalanan "BEŞ DENİZLER COĞRAFYASI" ile ilgileniyorum. Hatta şu an bu tema ile Nişantaşı'nda SADE isiml

Köpeksiz köyde değneksiz dolaşma

Yiyecek ve içecek zemininde 21. yüzyılda Türkiye coğrafyası ile boy ölçüşebilecek zenginlikte ülke sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Elbette bu iddiamın çok net gerekçeleri var. 11. yüzyıldan bu yana nerelerden nerelere geldiğimizi kısa bir araştırma ile anlamak mümkün. GASTRONOMİ adına geçmişin görkemi ve güzellikleri ile övünmek ya da avunmak

AĞZINIZIN TADI BOZULMASIN

Her şey burada başladı dersek abartmış olur muyuz, kesinlikle hayır. Evet GASTRONOMİ tarihinden bahsediyorum elbette. Hep söylerim lezzeti anlamak en basit şekliyle lezzeti oluşturan ürünlerin yetiştirildiği toprakları ve yetiştiren insanları tanımaktan başlar. Saklama incelikleri, pişirme usulleri, sunuş biçimleri ve o yemek için kurulan sofra ile

Kişi için yalnız çalışmasının karşılığı vardır

"Aşçı, yemek ya da mekânların büyük kısmı haksız rekabetin kurbanı olmuşlardır. Peki yeterince çalışmadan, hak etmeden bir yerlere gelenlere aracı olmak ya da başkalarının etkisiyle haksız her itham KUL HAKKI değil midir" İş dünyasında adillik ya da adaletsizlik algısını ortaya çıkaran en önemli etkenler kişi ya da kurumların yaptıkları iş karşılığ

Sosyalleşmenin merkezi... Pazar varsa hayat var

Türkiye gazetesinde yaklaşık üç yıldır aynı isimle (EN BÜYÜK SOFRA) gastronomi özelinde yazılar yazıyorum, HOŞBEŞ isimli çok değerli tespitler yapan bir köşemiz de vardı. Ülkemizin gastronomi adına saygın isimleri Zeynep KAKINÇ, Defne ERTAN TÜYSÜZOĞLU, Cüneyt ASAN, Osman SERİM, Aydın DEMİR'den bu köşede görüşler alırdık. Bu vesileyle tekrar hepsine

Topraktan sofraya Sakarya mutfağı

Tarihin farklı dönemlerinde yaşanan göçler ile farklı kültürlerin katkısıyla beslenerek şu andaki çok katmanlı hâline dönüşmüş Sakarya Mutfağı, lezzetlerinin izinde bir yemek antropolojisi olarak hazırlandı. Sakarya 1954 yılında Kocaeli'den ayrılmış ve il statüsüne geçmiş. Merkez ilçesi Adapazarı olduğu için Sakarya bu isimle de anılıyor; yani aslı

Kilis, zeytinyağıyla lezzete imzasını atıyor

İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA) desteğiyle Kilis Valiliğinin "Hasadı Tadıyoruz '' sloganıyla düzenlediği Kilis Zeytinyağı tanıtım toplantısında çok şaşırdım. Misafirleriyle tek tek ilgilenen Sn. Vali Recep Soytürk'ün Kilis'i, Kilisli ruhuyla anlatması yapılan işlerin büyüklüğünün tesadüf olmadığını gösteriyor. Şef Yunus Emre Akkor'un ''Kilis Mutfağı