Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Aradığın ben değilim!.."

Büyük velî Muhammed Bâkî Billâhhazretlerinin talebesinden Hâce Hüsâmeddîn şöyle anlatıyor:Ben, hocam Bâkî Billâh hazretlerine, talebe olmak için gitmiştim.Cevâben bana;"Aradığın ben değilim"buyurdu.Çok üzüldüm!Mahzun hâlde ayrıldımmübârek huzûrundan...Memleketime döndüm.Şaşkın bir vaziyette;"Şimdi ben ne yapacağım"diye hayrette kalmıştım!Ben böyle

Kendisine rehberarayan genç...

Büyük velîMuhammed Bâkî Billâhhazretleri, çok mütevâzıydı.Hâlini gizler, talebe olmak için gelenleri kabul etmez, "tecrübe için" geri gönderirdi.Eğer çok sâdık biri gelirse, kabul eder, ilgi gösterirdi.Bir "genç" de kendisinebir "rehber" arıyordu.Ama bulamıyordu.Bu genç, bir geceaçtı ellerini ve"Yâ İlâhî! Beni kâmilbir mürşide kavuştur!"diye yalvar

"Kurtuluş ümidim, bu hizmetlerdi..."

Büyük velîMuhammed Bâkî Billâhhazretlerinin annesi, oğlunun dergâhında çalışır, severek yapardı her hizmeti.Dergâhta yemekleri o yapar, pişirir, yorulunca bir hasırınüstüne uzanıp yatardı.Oğlu bunu görüp acıdı hâline.Ve yemek yapma işini ondanaldı.Genç birine verdi.Ancak annesi çok üzüldü bu işe!Kederlendi, neşesi kaçtı birden!Mutfaktakilere;"Ne ka

İlim öğrenmek aşkıyla yanıyordu...

Evliyânın büyüklerindenMuhammed Bâkî Billâhhazretleri, 1563 senesinde Kabil şehrinde doğdu. 1603'te Delhi'de vefât etti.Gençliğinde "ilim öğrenmek" aşkıyla yanıyor, kendini bu yolda yetiştirecek bir zâtıarıyordu.Ama ne aramak...Yaşlı annesi de bu hâline üzülüyor, gece yarılarında sahrâlara çıkıp, duâ ediyordu oğlu için.Bir gece yine çıktı."Yâ Rabbî

"Din nasîhattirkardeşim..."

Bedîüddîn-i Sehârenpurîhazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinden "icâzet" alıp kulları irşâd için diyârına yeni dönmüştü.O günlerde bir ahbabı gelip "Efendim, geçen gün babam vefât etti. Hâlini merak ediyorum. Acabâ nasıldır" diye sordu.Bu mübârek zâtgözlerini yumdu...Sonra da açıp;"Müjde! Babanın hâli çok iyidir"buyurdu.Adamın gözleri parladı."Sahi

Kabir başındaki aslan!..

Bedîüddîn-i Sehârenpurîhazretleri, bir gün sevdiklerine;"Beyinin hukûkunu gözetmeyen kadın, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş sayılır"buyurdu.Sordular:"Ya rızâsını kazanırsa efendim"Buyurdu ki:"O zaman cennete kolay girer. Zîra Peygamberimiz'İnsanın insana secde etmesi câiz olsaydı, hanımların beylerine secde etmelerini emrederdim'buyuruyor."● ● ●

"Bugün, onun gibi bir velî yoktur"

Bedîüddîn-i Sehârenpurîhazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetlerine gittiği günlerde memurluk yapıyordu bir devlet dairesinde.Bir gün;"İşimden istifa edeyim mi"diye sordu bu zâta.İmâm-ı Rabbânî;"Hayır, işine devam et"buyurdu.Sözünü dinlediği için çok büyük nîmetlere kavuştu...● ● ●Kendisi anlatıyor:Sılaya gitmek için İmâm-ı Rabbânî'den izi

"Niçin gelmedin evlâdım"

Bedîüddîn-i Sehârenpurîhazretleri, gençliğinde İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetine katılır; ama sohbetten çıkınca âşık olduğu bir kızagiderdi hemen.Bir gün yine gelmişti.İmâm-ı Rabbânî, ona şefkatle bakıp"Evlâdım niçin namaz kılmıyorsun, niçin günahtan sakınmıyorsun"buyurdu.Bedîüddîn cevâben;"Ben böyle sözleri çok dinledim. Bana nasîhat tesir et

"Sıkıntıya düşersen beni hatırla!"

bül Feth-i Serahsîhazretlerianlatıyor:Bir iş için Mısır'a gitmem gerekiyordu. Hocamın huzûrunavarıp izin istedim.Bana cevâben;"Deniz yolculuğu tehlikelidir. Gitmesen olmaz mı"dedi."Gitsem iyi olacak efendim"diye arz ettim."Peki git, ama bir sıkıntıya düşersen şu duâyı okuyup beni hatırla!"buyurdu."Başüstüne" dedim.Yol arkadaşlarımlabir gemiye bindi

Sıkıntılara sabreden mübarek zat...

Büyük velîEbül Feth-i Serahsîhazretlerine, bir gün bâzı sevdikleri "Bize hocanızdan bahseder misiniz" dediler.Şöyle anlattı:"Hocam, sıkıntılara sabreder,hiç şikâyet etmezdi.Hak teâlâ, onun her biristeğini ânında yaratırdı."Dinleyenler;"Bir misâl verseniz efendim"dediler.Şöyle anlattı:Evimizin önünde bir dut ağacı vardı...Mevsimi gelince dut yaprağı