"Evlenmek için dünyâlık şart değil ki!.."

Alaaddîn-i Attârhazretlerinin babası, çok "zengin" biriydi Buhâra'da. Öldüğünde çok malve para bırakmıştı.

Ama Alaaddîn, hiçbir şey almadı omallardan.

Gidip Behâeddîn-i Buhârîhazretlerine talebe oldu.

Ne yorganı vardı odacığında,ne de yatağı.

O, bütün dikkatiniderslerine vermişti.

Hocası, onun kalbindeki cevheri gördü. Ve hanımına;

"Kızımız büluğa erince, haber ver"buyurdu.

Haber alınca Alâeddîn'inodasına gitti doğruca.

O an Alaaddîn, bir hasırın üstünde ders çalışıyordu.

Hocasını görünce, fırladı ayağa.

Mübârek içeri girip, etrâfa şöyle bir baktı. Bir kırık testisi vardı odanın köşesinde. Bir de tuğlası.

Ona buyurdu ki:

"Sana bir teklîfim var"

"Buyurun hocam, emredin."

"Kabul edersen, seni kızımla evlendirmek istiyorum, ne dersin"