Abdüllatif Uyan

Türkiye

Develerimi kaybettim

Manisa'nın Demirci ilçesinde yatanŞeymer Hasan Dede'nin sevdiklerinden birinin develeri kayboldu bir gün.Çok aradı, bulamadı.Yorgun argın döndü.Bu işe bir çare düşünürken Hasan Dede geldi aklına. Derhâl koşup çaldı kapısını.Açılınca;"Hocam! Ne olur, bize bir himmet edin" diye yalvardı."Hayrola, ne oldu""Develerimi kaybettim!""Aradın mı peki""Evet h

Acaba özürlü mü ki

Allah dostlarındanSefer Efendi,Anadolu'nun fethi için bölgeye gelen Horasan erenlerinden olup, türbesi, Demirci ilçesinde, Şeyh-i İlâhî Câmii bahçesindedir.Bu zatı seven birinin çocuğu oldu bir gün. Nur topu gibi güzel, sevimli bir oğlan çocuğu idi bu.Fakat ağlamıyordu.Anne babanın içine bir "kurt" düştü bu yüzden. "Acaba çocuğumuz özürlü mü" diye

Hazırlanın, Hicaz'a gidiyoruz!

Kabr-i şerîfi Manisa-Kırkağaç'ta bulunan Hak dostlarındanSarı Hoca, bir sene oğullarına;"Eşyamızı hazırlayın. Hicaz'a gidiyoruz!"buyurdu.Oğulları da;"Peki babacığım!" dediler.Ve sevinç içinde hazırlığa koyuldular.Yöre halkına da haber verilmişti. Şehir dışında "büyük bir ziyafet" verildi o gün herkese.Yemekten sonra Sarı HocaHerkesle, tek tek vedal

Aşçının kalp gözü açıktı

Kabr-i şerifi Manisa-Kırkağaç'ta bulunan Hak dostlarındanSarı Hoca, dergâhında talebe okutur ve her ihtiyaçlarını karşılardı.Bir de aşçısı vardı.Osman DedeKalp gözü açıktı. Bir gün Sarı Hoca, talebesiyle sohbet ederken Osman Dede tefekküre daldı.Kendi kendine;"Şu anda İslam askeri küffarla cihat ediyor. Keşke ben de onlarla gitseydim. Hem cihat sev

Hayrola, derdin nedir

Bandırma'da yaşayan Hak dostlarındanAğlayan Dede'nin huzuruna bir "köylü" gelip dert yandı bir gün;"Çok sıkıntıdayım hocam."Mübarek zat sordu:"Hayrola, nedir derdin""Sormayın efendim… Birinden borç para almıştım. Bugüne kadar ödeyemedim, bu borç yükünün altında eziliyorum. Gidecek hiç kimsem de yok." Büyük veli sordu:"Borcun ne kadar""On bin dirhem

Allah neşeni arttırsın

Hindistan'da yetişen velîlerdenGulâm Muhammed Mâsumhazretleri, 1748 senesinde vefat etti. Bir sevdiğinin düğün yemeğine gitmişti bir gün.Herkes edeple otururken "gencin biri" gevezelik ediyor, gülünç şeyler anlatarak hem kendi gülüyor, hem de oradakileri güldürüyordu.Büyük zât hiç kızmadı.Acıyıp şefkatle baktı ve"Ey genç, Allah neşeni arttırsın! Ne

Buyur bacım, hoş geldin!

Bandırma velîlerindenKerpiçli Dede'nin dergâhına, başı ve kolları açık bir "kadın" geldi bir gün.Maksadı bir şeyler sorupöğrenmekti bu velîden.Mübârek zât bu hanıma;"Buyur bacım, hoş geldin!"dedi.Sonra kalkıp, yergösterdi kendisine.Kadıncağız bâzı dînî konularda suâller sorup, îzâhat istedi.Kerpiçli Dede, hepsinianlatıp, çözdü müşkilini.Hanım memnu

"İslâma hizmet eden çok şanslıdır"

Kabr-i şerîfi Bandırma'da bulunanKerpiçli Dede, talebeleriyle sohbet ediyordu ki,"Evlâtlarım! Sizinle benim aramda ne fark var, biliyor musunuz"diye sordu.Dediler ki:"Çok fark var."Buyurdu ki:"Hayır, sâdece iki fark var.Birincisi; ben yaşlıyım siz gençsiniz. İkincisi de benim günâhım çok, sizinki az. Onun için bu günâhı çok kula duâ edin"buyurdu.●

"Demek oğlum vefât etti..."

Bandırma'da yaşayan velîlerdenKerpiçli Dede'nin küçük oğlu hastalandı bir gün.İsmi Necati idi.Günden güne ağırlaştı! Bir gün Kerpiçli Dede dergâhtayken küçük Necati rûhunu teslim eti.Ailesi telâşa kapıldılar!Zîra bu haberi, babasınanasıl söyliyeceklerdiYakınlarından biri üstlendibu vazîfeyi.Ve koştu dergâha.O esnâda mübârek zât, tatlı tatlı sohbet

Allah bir kulunu severse...

İran'da yaşamış velîlerdenEbû İshak Şîrâzîhazretleri bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;"Allahü teâlâ bir kulunu severse ona iki nîmet verir"buyurdu.Sordular ki:"Onlar nedir efendim"Buyurdu ki:"Birincisi; o kimseye, sevdiği bir kulunu tanıtır. Yâni hakîkî bir İslâm âlimini, Allah dostu bir velîyi tanıtır ve sevdirir."Sordular yine:"İkinci nîm