Abdüllatif Uyan

Türkiye

Aradığı mübarek zatıbulmuştu...

Evliyânın büyüklerindenÂrif-i Rîvegerîhazretleri,1209 de Rîvgir'de vefât etti.O yörede Abdülhâlık-ı Goncdüvânî adında çok büyük bir velîvardı. Ama onun büyüklüğünü bilmiyordu.Bir gün bu zât çarşıdan öteberi almış, evine dönüyordu ki, genç Ârif gördü.Edeple yaklaşıp;"Efendim, izin verirsenizyardım edeyim"dedi.Kabul edip, elinde olanlarıverdi ona.Eve

"Müslümanlık kısaca nedir efendim"

Evliyânın büyüklerindenEbülleys-i Semerkandîhazretleri, bir gün sevdiklerine;"İbâdetlerini riyâ ile, gösteriş için yapanların hâli şu kimseye benzer ki, kesesini çakıl taşlarıyladoldurmuş. Herkes onun için 'ne zengin adam' der. Ama onlarla bir şey alacak olsa, kimse ona bir kuruşluk mal bile vermez" buyurdu.Ve ilâve etti:"İbâdet yapmakta da hâlis n

"Siz âlimlerden uzak durdunuz!"

Ebülleys-i Semerkandîhazretleri 983 senesinde vefât etti.Bir gün şunu anlattı:Hak teâlâ mahşerde bu dünyâya insan sûretiverip herkesin görebileceği bir yerde bulundurur.Şöyle ki;Saçları karmakarışık, gözleri mosmor, dili dışarı sarkmış, kapkara, çirkin suratlı bir koca karı gibidir.Bir melek seslenir:"Ey insanlar! Bunu tanır mısınız"Mahşer halkı;"T

"Allahü teâlânın sevgili kulusunuz"

Yâkub-i Çerhîhazretleri, zâhirî ilimleri bitirip ve "icâzet" alıp tam memleketine dönecekti ki, evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretlerini işitti birinden.Görmeden çok sevdi kendisini.Bu sevgiyle tutuştu, yandı kalbi.Yerini öğrenip evine gitti.Huzûruna girince, o zât;"Tam dönecek zaman mıbize geliyorsunuz"dedi.Çok mahcup oldu.Boynunu bük

"Siz, Cenâb-ı Hakk'ın sevgili kulusunuz..."

Yâkub-i Çerhîhazretleri, zâhirî ilimleri bitirip ve "icâzet" alıp tam memleketine dönecekti ki, evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretlerini işitti birinden.Görmeden çok sevdi kendisini.Bu sevgiyle tutuştu, yandı kalbi.Yerini öğrenip evine gitti.Huzûruna girince, o zât;"Tam dönecek zaman mıbize geliyorsunuz"dedi.Çok mahcup oldu.Boynunu bük

"Okitaplarınokunduğu yererahmetyağar"

Büyük velîEbül Feth-i Serahsîhazretleri; her velî gibi hocasını çok sever, her kavuştuğu şeyi "onun bereketinden" bilirdi.Bir gün bâzı dostları;"Efendim, bu yüksek mertebeye nasıl yükseldiniz" diye sordular.Cevâben;"Hocamın sâyesinde"buyurdu.Ve şöyle anlattı:Ben bir gün, bir dereninkenarında yürüyordum.HocamEbül Fadlda, suüstünden bu tarafa doğruge

Pişmanlık, tövbe demektir!..

Büyük İslâm âlimlerindenİmâm-ı Kastalânîhazretleri, Kâhire'de doğdu. 923 (m. 1517) senesi muharremin yedisinde, Kâhire'de vefât etti. Bu zât, bir hastalığa yakalanmıştı.Çok tabiplere gitti.Bir çâre bulamadı.Nihâyet Resûlullah'ıaraya koyup;"Yâ Rabbî! Habîbinin hürmetine, bana şifâ ihsân eyle"diye duâ etti.Sonra da yattı.Bir büyük zât göründü rüyâsın

Yedi yaşında Kur'ân-ı kerîmi ezberledi

İmâm-ı Süyûtîhazretleri, yedi yaşına gelmeden Kur'ân-ı kerîmi ezberledi.İslâm ilimlerinin hepsini öğrendi ve Şeyh-ül İslâm oldu.Bir talebesi anlatıyor:Bir gün hocam bize geldi. Oturup sohbet ettik. İkindi yaklaşınca;"Evlâdım! İkindiyi Mekke'de kılsak diyorum. Haydi kalk, beraber gidelim. Ama başkası bilmesin"buyurdu.Evimizin önüne çıktık.Bana bakıp

"Ben ona ağlamıyorum ki!.."

Semerkand'da medfun bulunanMuhammed bin Fadl Belhîhazretleri büyük velîlerdendir. Semerkand'da kadılık yaptı. 931'de orada vefât etti.Bir gün şunu anlattı:Nuh aleyhisselâm zamânında insanlar bin sene kadar yaşardı. O devirde bir kadının oğlu öldü. İki gözü iki çeşme ağlıyordu ki, bir komşusu tâziye için geldi.Ve onu tesellî edip;"Niye bu kadar ağlı

"Seninmurâdın nedir evlâdım"

Bir genç,Şâh Şücâ-i Kirmânîhazretlerinin büyük bir velîolduğunu işitip, ziyâretine gitti bir gün.Sohbetini dinledi.Çok istifâde etti.Ancak bir kerâmetini görmek istiyordu bu büyük velînin.Yanında üç gün kaldı.Hiç kerâmet görmedi.Kendi kendine;"Gideyim bir daha da gelmeyeyim" diye düşündü.O esnâda büyük zâtgenci yanına çağırıp;"Evlâdım! Üç gündür so