Şemseddin Çakır

Yeni Asya

Deprem hadisesi

Bu yazıyı bizzat hayatın içinden yazıyorum, zira birebir o hali yaşadım, fakat hadisenin aynını hissettirecek kelime bulmak imkânsızlığını da itiraf ediyorum.Bir de bu vesileyle: "Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem. Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!" sözünü de, daha iyi idrak etmiş bulunuyorum. Evet, hakikaten o hal başka bir şey,

Huzura kavuşma ve merhale

"Merhale"yi önce lügavî anlamıyla verirsek; 'aşama' ve 'evre' diyebiliriz. Fakat eş anlamlılarıyla veya benzerleri ile verecek olursak; mertebe, kademe, derece, kemalât vs.'dir.Bediüzzaman Hazretleri, her şeyin fıtraten kemale mütemayil olduğunu; toprakların bitkilerin imdadına, bitkilerin hayvanların imdadına ve hayvanların da insanların imdadına

Cumhuriyet serüvenimiz

Bir Müslüman olarak bizim cumhuriyet maceramız, Bediüzzaman'ın da ifadesiyle "Hulefâ-i Raşidîn" dönemine dayanır.O tarihte başlayan dindar cumhuriyetçilik, tarihî serüveni içinde zaman zaman kesintiye uğrayarak günümüze kadar gelmiştir. Bu meseleyi Bediüzzaman: "Eskişehir mahkemesinde gizli kalmış ve resmen zapta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazıl

Vefa

Vefa, verilen sözleri tutmak ve gereğini yapmaktır. Vefa; dostluğun kaynağı, muhabbetin ilk durağı ve güvenin en mühim mesnedidir.Tam ve kamil bir imanın ve Allah'a teslimiyetin nişanesidir. Bu ahlak ve fazilete sahip olanlara "vefakar" denir. Vefakarlığın zıddı; sefahat ve nankörlüktür. Yani iyiliğe karşı kötülükle mukabele etmek. Şair "Dava kapıs

Cerbeze tuzağı

Cerbezeyle, günlük hayatımızda çok yoğun karşılaştığımız halde onu pek fark edemediğimiz kanaatindeyim.Biraz bu tabirin etimolojisine bakarak, biraz da âlimlerin ve mütefekkirlerin sözlerine kulak vererek anlamaya çalışalım. Cerbeze Arapça kökenli "crbz" kökünden gelen ve aşağı yukarı aynı veya benzer anlamla Türkçe'ye geçen; 'hilekârlık' ve 'dolan

Dinden taviz verilir mi

Taviz; terminolojik olarak, "ivaz" kökünden gelip ödün verme anlamına gelir ki, bunu bir kimse din için kullanırsa dinden taviz vermiş olur.Tavizin ıstılahî anlamı ise: İnsanın inandığı, asla vazgeçemeyeceği değerleri ve prensipleri feda etmesidir. Bir taviz verildi mi bunun ardı arkası gelmez. Yani tavizin anlamı mücadele yerine boyun eğmektir ki;

Mü'minlerin vasıfları

Kur'ân-ı Kerim'de mü'minlerin vasıfları çok net biçimde, hem de maddeler halinde zikredilmiştir. Bilhassa "mü'minler" anlamına gelen, Mekke'de nazil olan "Mü'minun" suresinde zikredilmesi de, calib-i dikkattir.Bu sure-i celîle; Peygamberimiz (asm)'a 74. sure olarak nazil olmuştur. Müfessirlerin ifadelerine göre Mekke'de 80'den fazla sure nazil olmu

Bediüzzaman'ın namazı ve talebeliği

Üstad Bediüzzaman'ın en hayret edilen hususiyetlerinden biri de, namazdaki haşyeti (korku) ve heybetidir.Bazı ağabeylerin hatıraları ve hatta ismini tek tek sayamadığım bazı bilim adamlarının müşahedeleri gibi hususlar bende de bir hayret meselesi idi. Şimdi anlamış bulunuyorum ki, bu işin sırrı Hz. Ali'ye (ra) dayanıyor. Şöyle ki: Malumdur ki, Hz.

Şeriatlar

Şeriat hakikatini, geçen yazıda işlemiştik; bugün de, tamamlayıcı olmak üzere meseleye çoğul anlamda, "şeriatlar" olarak bakalım.Evet "şeriat" Arş-ı İlâhî'den gelen emir olduğuna göre "şeriatlar" da, yine aynı kaynaktan gelen emirler demektir. Elbette kanun; tek boyutlu olmayıp külliyet kesb eden bir kaideler fezlekesidir. Geçmişi, hali ve istikbal

Şeriat

Şeriat; genel bir telakkî ile: "Allah (cc) tarafından insanların dünya ve ahiret saadetlerini temin için gönderilen hükümler bütünü ve kanunlar manzumesidir." Diğer bir ifadeyle Şeriat'a; "değişmeyen kanunların ve kuralların tamamı" da denilebilir.Fakat bu değişmezlik, bazılarının zannettiği gibi katılıktan değil; bilakis fıtrîlikten, hakikatin ta