Şemseddin Çakır

Yeni Asya

Mutlak gerçek olan iman - 2

Akla meydan okumak ne demekEn basit ifadesiyle, normal bir aklın imana karşı çıkamaması demektir. Şayet ispat edemediği halde isyana da cür'et ederse öyle bir tehditle karşılaşır ki, onun tahakkukundan tüyler ürperir ve çıldırmak onun yanında basit kalır. Bu muannitler öyle bir acizdirler ki, o felaketi kendinden defedecek bir kudretleri de yoktur.

Mutlak gerçek olan iman - 1

Geçen haftaki yazımızda "akıl" meselesini işlemiştik, bu hafta da "iman"ı işliyoruz.Biz aslında iman etmekle, insan aklına tenezzülât-ı İlahiye olan, Kur'ân-ı Kerim gibi mutlak gerçeklere inanmış oluyoruz. Peki güzel de mutlak gerçek ne demek Mutlak gerçek, doğru olduğu ispatlanan (veya çürütülemeyen) muhit gerçek demektir ki, muhit gerçeği inkâr i

Akıl mı iman mı -2

İbn Arabi; "Akıl bir sınırlamadır" diyor.Yani şu uçsuz bucaksız âlemde, bir şeyi anlayabilmek için önce sınırlamak gerekir. Yoksa o şeyi tanımlayamayız, nisbeten de olsa sınırlamadan anlayamayız. Belki de yanlış sınırlayıp yanlış tanımlayabiliriz, künhüne varamadığımız bir şeyi nasıl kavrar, nasıl hakkında hüküm verebiliriz Zifiri karanlıkta bir fi

Akıl mı, iman mı (1)

Aslında bunların ikisi de, bir bütünün parçaları iken ellada ayırmaya çalışan maceraperestler olabilir ve var.Yani aklı olmayanın imanı olmaz ve imanı olanın da, zaten aklı var demektir. Ya aklı olduğu halde imanı yoksa ona ne demeli denirse Ona tek kelime ile cevabımız "ahmak" denilmeli, şeklinde olacaktır. Çünkü Cenabı Allah bu aklı iman için ver

Kuvve-i Kudsiye ve mazimiz -2

Türklerde kuvve-i kudsiye:Sonra bu kahramanlık Türklere, Talas Irmağı kenarındaki bir savaştan sonra İslâm'la şerefyâb olmalarıyla sirayet etmiş, Tevhid asaletiyle devralınan bu bayrak, kalelerin burçlarını şenlendirip süslemiştir. Üstad'ın ifadesiyle, "eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerleri" diye geçer. Yavuz Selim; Macaristan'

Kuvve-i Kudsiye ve mazimiz -1

İslâm tarihine, bir de kuvve-i kudsiye nokta-i nazarından bakacak olursak, beşerî mülahazalarla, aradaki farkın, "eyne's-sera mine's-süreyya mesabesinde olduğunu görürüz. Şöyle ki:Kronolojik olarak Araplardan başlayalım. Yani, Arapların İslâm'dan öncesi ve sonrası. A) Araplarda kuvve-i kudsiye İslâm'dan önce Arapların; cahil cühela, vahşi ve korkak

Kuvve-i Kutsiye

Bu kuve-i Kutsiye tabiri, bir çok temel meselelerin çözümü için bize bir anahtar görevi yapacağı kanaatı ile bu haftaki yazımın konusu olarak tercih etmiş bulunuyorum. Şöyle ki:Üstatd Bediüzzaman; "Cumhur-i avama müteveccih olan bir fikir, bir kutsiyet almazsa söner. O desatire kutsiyet verecek iki muazzam rakib-i din var. Şu keskin fikir, gözünü a

Kıyametin dehşeti

Kıyamet: Dünyanın ölümüdür. Yani insan gibi o da, miadı dolunca bir gün ölecektir.Fakat, nasıl insanların ölümleri; asi ve abitlerin ölümü olarak farklı olursa, aynen öyle de, adaleti ilahi gereği dünyanın ölümü de, kıyametin kopuş hengamesin de, iki şekil veya kısımda gerçekleşecektir. Şöyleki: önce insani ve fazilet timsali insanların ölümlerini

Şam rivayetlerinin müzakereleri

Şam'ın fesadı (Birinci Dünya Savaşı) sonrası, bir taife olarak çıkıp o fesadı çıkaran zihniyet ve Deccalizmi izale eden ve edecek olan kimler olabilirBu fesad; birinci dünya savaşı olarak düşünüldüğünde, ki bu aynı zamanda; Üstadın ifadesiyle, "adat'ı ecanibin alemi İslamı istilası" demektir. Elbette bu hem dini, hem milli ve kültürel olarak alemi

Şam rivayetleri

Daha önceki yazılarımda Şam meselesine, ancak bir rivayete göre dikkat çekmiştim.Bu yazımda ise, ilgili rivayetleri artırarak; a. Mezkur rivayetler b. Şam rivayetlerinin müzakeresi diye iki başlıkta ele alıp ikincisinde önceki nakilleri biraz müzakere etmek istiyorum. Öncelikle tekrar Şam'ın "Dmaşk" gibi belli bir vilayetin isminden ibaret olmayıp