Haşmet Babaoğlu

Sabah

Aynanın karşısına geçme vakti

Hadi artık biraz da bize dönelim... Kendimize. Ne yediğimizin, ne içtiğimizin; sosyal medyaya verdiğimiz mesajların ötesine ama... Yani nasıl yaşadığımıza, nasıl hissettiğimize... Hayattan nasıl kaçıp nasıl yakalandığımıza dönüp bakalım. Dünyadan çok konuştuk, yine konuşacağız ama onunla göbek bağı hiç kopmayan kendi küçük dünyamızdan konuşmayı ne

Cumartesi akşamı

Temsili demokrasi böyledir... İyidir, hoştur, "iyi ki var"dır ama "sade vatandaş" için bu kadardır, daha doğrusu "buraya" kadardır! Lidere güveniriz, siyaset kadrosuna umut bağlarız ve sandığa gider seçimimizi yaparız. Sonrası hepimizden önce seçtiklerimizin yüküdür. .. Kolay değildir o ağır heybeyi sırtlamak. Niyetler ve sonuçlar her seferinde çak

Haftanın notları: Yeri dolmayacak!

Muazzam bir kültürel birikim, güçlü bir siyasi tarih galerisi ve bütün sosyal çelişkilerin barış içinde çözülmesini hedefleyen bir yol haritası... Yeri dolmayacak. Perşembe akşamı dünya hayatına veda eden duayen meslektaşım Mehmet Barlas'tan söz ediyorum, anlamışsınızdır. Onunla yapılmış nehir söyleşiyi hâlâ okumamış olanınız varsa, hemen okumaya b

Dönüp kendimize de bakma zamanı...

Seçim tamamlandı diye siyaset sükûna erecek mi Asla! "Dışarısı" ne derse, ne isterse muhalefet cephesinde o oluyor. Seçim öncesi dünyada bize karşı alınan pozisyonun bugünden yarına değişme ihtimali yok; diplomatik hoşluklara aldanmayalım. Ama bu ortamın fena yanı şu... Dönüp kendimize bakamıyoruz! Oysa Cumhur İttifakı'nın sabah akşam "Kılıçdaroğlu

Bu kadarına akıl ermiyor

Daha doğrusu şu... Akıl erdirmek istemiyorum. Uyduruktan "okumuşluk" hâlinin, sosyal imtiyazlılık inancının insanı böyle alçaltabileceğini kabullenemiyorum. Çünkü seçim de durdurmadı bu tayfayı... Sosyal medyaya, işyeri sohbetlerine, akrabalar arası "Whatsapp" gruplarına kötülük kusmaya devam ediyorlar. Meğer bütün allı pullu, canım cicimli hâller

Yeniden, yepyeni bir ruhla yola devam

"Hiç kimse insanımıza hakaret edemez, hiç kimse Türkiye'ye parmak sallayamaz." Erdoğan, seçim sonuçlarının belli olmasının hemen ardından... Sıcağı sıcağına bu çizgiye parmak bastı... Bu seçimde Erdoğan'ın şahsında neyi seçtik İşte bu çizgiyi!.. Türkiye'nin artık taviz vermeden izleyeceği yolun açık ifadesi budur... Ne dışarıdaki düşmanlarımız ne d

"Osmanlı bozgunu bitti"

Dostumuz Engin Ardıç dünya hayatını tamamladı. Allah rahmet eylesin... Resmi ideolojinin zihinlerimizi körleştiren yalanlarına karşı yalın kılıç savaşan, eşsiz bir kalem ustasıydı. Keder içinde lafı dolandırmak yerine çok önem verdiğim 28 Ekim 2010 tarihli yazısına yer vereyim istiyorum. Lakin köşem dar, sığmaz, bazı yerlerini çıkarmak zorunda kald

Haftanın notları: Alçak dünya

Hiçbir ideolojik bağa önem vermeyen; bir dünya tasavvuruna sahip olmayan ve her yanına gelene "dükkân sizin" tavrı takınan biri, ülkeyi yönetirse ne olur Ülke dükkân olur; her gelen kasaya el atar. Bu kadar açık! Dünyanın hegemonları gitgide daha pervasızca alçaklaşıyorlar. Geçen hafta G7 Zirvesi yapıldı, malum. Peki nerede Japonya'da... Başka şeh

Şu dünyada Türkiye'yi sırtlamak

Sabahın erken saatleri... Ekranım açık... İçeriden, dışarıdan "son dakika" haberleri önüme düşüyor. Global ekonomi ön planda. "Almanya ekonomisi resesyonda" diyor ajanslar. Üst üste iki çeyrek daralan Almanya'nın artık resesyona girdiğinden kimsenin şüphesi kalmamış. Resesyon neyin nesi mi Durgunluk; yani gerileme öncesindeki bıçak sırtı eşik. Alma

Allah korusun!

İyi oldu böylesi... Artık uzun boylu siyasi mülahazalara gerek yok... Tartışma mı Manasız. Hiçbir belirsizlik kalmadı... Şimdi şunu birbirimize, eşe dosta, çalışma arkadaşımıza, herkese ilan etmeliyiz: 28 Mayıs'ta elbette "insan olmak" kazanmalı!.. Merhametsizlik cezalandırılmalı... Kafanız sakın karışmasın!.. Mülteciler meselesinin giderek bir ül