Napolyon'dan bugüne... Şimdi ne olacak

Napolyon'un Rusya seferinin en hızlı günleri... Ağustos 1812... Cepheden gelen prens Sergey Volkonski, Çar Aleksandr'ın huzurunda... Çar, askerin moralini soruyor. "Hepsi vatan uğruna canını vermeye hazır" diyor prens. Halkın halini soruyor Çar... "Onlarla gurur duymalısınız, hele köylüler gerçek bir vatansever" diyor prens. Ama Çar bu kez aristokratları sorunca, prens sessiz kalıyor, Aleksandr konuşması için zorluyor. Prens Volkonski "Majesteleri" diye mırıldanıyor; "Bu sınıfa ait olmaktan utanıyorum, sadece gevezelik ediyorlar." Rusya seferleri kazananı da kaybedeni de değiştirir. Onun için yazıma yukarıdaki anekdotla girdim. Napolyon zaferlerle başlamıştı, sonu onun için kalıcı bir hüsran ve iktidarının da yıkılışı oldu. (Aynısını Hitler'de gördük!) Ama muzaffer Rusya da değişti. Batı hayranı olarak yetişen Rus soylu sınıfı hem kendi içinde hem de sade halkın arasında prestijini kaybetti. Yeni bir milli ve zihinsel inşa süreci başladı. Batılı gibi değil, halk gibi giyinmeye başladılar, hatta yukarıda bahsettiğim prens Volkonski köylü kaftanıyla dolaşıyordu. 1825'teki Dekabrist isyanını bilen bilir; kendilerini "1812'nin çocukları" olarak tanımlıyorlardı. Yenildiler, Sibirya'ya sürgüne gönderildiler. Affedildiklerinde geri dönmediler; çünkü Rus köylüsü olmanın ve toprakla uğraşmanın hikmetini keşfetmişlerdi. Öyle ya da böyle... 1812'den sonra, Fransızca konuşan şıkıdım tipler dağılmış, yerlerini milli kimlik ve farklı bir gelecek tasavvuru almıştı.