Cem Sancar

Sabah

Hüsnü Türkçe Hüsnü Aşk

Yazdığı şiir kendi çağına değil çağlara yazılmıştır, denir Galip Dede için. Meraklısı onu Şeyh Galip diye tanır. İstiklal Caddesi'nin Tünel ucunda, Galata Mevlevihanesi'ndedir ikametgâhı. Genç yaşında bir deha olarak tanınmış ve erken yaşta bu dünyadan uçup gitmiştir. Kitabının adı 'Hüsnü Aşk'tır. Hüsn, HSN kökünden gelir. Güzellik, iyilik. Hüsnüka

Hüthüt ve öfke

Bakıyorum da herkes öfkeli. Kızgın, hiddetli. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Sertlik ve hoyratlık aleni bir moda. İncelik ve zarafet zayıflık addediliyor. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkaracak ama kelimeler kayıp! Böyle durumlarda Hüthüt kuşuyla konuşan Mantıku't Tayr - Kuş Dili'ni yazan Feridüddin Attar'ı ve Cüneyd Bağdadi'yi ve de Mevlâna'yı hat

Anne karnındaki bilgi

İslam toplumu on dört asırlık tarihinde ağır travmalar yaşadı. Fakat bugün yaşadığı zihniyet travması şimdiye kadar yaşamış olduklarının en ağırı. Gençler ve gençlerle birlikte çoğu insan, evet manevi bir kriz yaşamakta. Kendine din âlimi diyenlerin; deist, ateist boyutlara savrulanlardan gelen 21. Yüzyıl eleştirilerine yanıt verme konusunda yeteri

Muhafazakâr devrimci

Vakti zamanında "kendine muhafazakâr diyen devrimciler" diye çok yazdık. Muazzam yardımlar, reformlar, hastaneler, konut kampanyaları, dar gelirlilere dönük faaliyetler, bir sürü şey. Vesayetin bitirilmesi, sivil iradenin güçlendirilmesi, demokratik atılımlar hep sosyal demokrat politikalardır. İslamcı-muhafazakâr denenler yaptı bunları! Hem darbec

Kadınların saçı başı

Bütün ideoloji kadınlar üstünden yürüyor. Saçını örttün örtmedin, etek boyu öyle olsun, böyle olsun. İdrak edemediğim şey ise şu: Erkek milleti niye kendine, "Yahu biz her türlü şeyi neden kadınları vesile ederekten söylüyoruz" diye sormaz... Zaman akıyor, yüzyıllar geçiyor, insanın ihtiyaç ve fikirleri değişiyor. Değişime karşı Kemalist yahut dini

Karnımı içeri çektim

Yaş ilerleyince ne kadar spor yaparsan yap ne denli diyetlere uyarsan uy, fark etmiyordu. Bir göbek gelip yerleşiyordu bedene. Uzun boylu olmanız aksine daha bir problemliydi. Bel üstünde bir çıkıntı pırtlayıveriyordu. İstediğiniz kadar yaşınızı göstermeyin, istediğiniz kadar dinamik bir hayatınız, hareketli günleriniz olsun bu iş böyleydi... Yaşla

Botanik bahçesindeAkdeniz'le tanıştım

Gece, yıldızdan bir kubbeydi Eylül. Yasemin, ıhlamur üfürmüştü güze. Hafif bir yel çıkıyor, insan okaliptüs ağaçlarının boyuna posuna ve de adına Türkiye denen sevdaya ürpertiyle hayran olup hülyalara dalıyordu. İlerdeki ılıman Akdeniz küçük dalgalarla bitimsiz kumsalı okşuyor, deniz derya temiz bir çarşaf, ütülü, uzanıyordu. Telefonlar titreşime a

Her türlü Osmanlıyız

Ergenlik alengirli hadise. Fakat insana ilk bilgi tohumu ondan önce atılıyor, orası kesin. Ondandır örfümüzde bebeğin kulağına Fatiha okunur. Çocuğun etrafındaki imgeler, simgeler ve sözler onun sonraki çağlarını etkilemekte. Oralarda eğer bir travma, bir zorlama, bir cezayla karşılaşmışsa içinde bir defans oluşmakta. Bilakis tatlı dille aktarılan

Metafizik diyalektik

Hayat karşıtlıklarla akar. Mesela bir bakarsınız, magazinler 'aşk' diye yanar. Hormonal bağlantılar fotoğraflanır. Öte yandan 80 yaşında bir ihtiyar delikanlı, karısının saçlarını bir papatya demeti gibi okşar da aşkın ne olduğunu doğrular. Her gözyaşı da inci değildir. Geçmişte bir kadın görmüştüm, bir arsa pazarlığında ağlamıştı. "Ah benim amcam,

İstanbul Aşkına

Ne şıngır mıngır bir şehirdi bu. Kıvamında bir masumiyet. Her sabah kumrularda bir neşe. Sur içinde, mahallelerde uçsuz bucaksız bostanlar. Bereketli topraklarla şehir el ele. Sırık fasulyeleri, salatalar ve bostan kuyusunda yüzen ördek. Mevlevihane harabelerindeki hüzne baş eğerek geçerdi kadınlar. Evlerde kurulurdu ilahi sofraları. Apak, kenarı t