Cem Sancar

Sabah

Neyi ölümüne istiyorsan, sen osun

Başlamadın, bitmeyeceksin... Bir ömür, bir saniye bile değildir senin ebediyetine nispetle. Doğmadın ki ölesin! Var olmadı ki kâinat son bulsun. Kıyamet günü bugün değil midir Herkes kıyamda, herkes "ben" demekte. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Herkes başa geçmek arzusunda, hakimiyet peşinde, galibiyet sevdasında... Ne senin ne benim olan bir düny

13. Yüzyıl İslam Rönesansıydı

Bundan 800 yıl önce, cahillerin orta çağ falan dediği, bizim İslam Rönesansı dediğimiz 13. Yüzyıl zamanlarında Anadolu'ya, Yesevi dervişleriyle aynı zamanlarda Endülüs'ten gelen bir adam konuşmuş, tam 124 bin Tanrı elçisinden, resulden, nebiden, velîden bize akan derin hakikati, bütün dinlerin özünü, peygamberlerin peygamberini, Vahdet-i Vücud deni

Metaverse: Mağaraya geri dönüyorlar

Bir mağara düşünün. Girişi boydan boya gün ışığına açık bir yeraltı mağarası. İnsanlar bu mağarada çocukluktan beri siber zincirlere vurulmuşlar. Dijital bir hapishanedeler. Ne yerlerinden kıpırdamaları ne başlarını çevirmeleri mümkün. Yalnız ekranları görüyorlar, ışık arkalarından geliyor. Uzakta, görünmez bir piramitte oturan züppe diji-tanrıları

Sakıncalı kafalar

Bir olağan şüpheliler vardır. Bir de sakıncalılar... Olağan şüpheliler, herhangi bir olayda gözlerin çevrildiği mimli insanları işaret eder. Sakıncalı olmak ise eski Türkiye'de siyaseten hemen herkesin kaydına yazılan şeydir. Kimi sosyalist kelimeler kullandığından, kimi Kürtçe konuştuğundan, kimi de İslamcı mevhumlara muttali olmaktan fişlenmiştir

Sokrates'in karısı ile Nasreddin Hoca'nın karısı

Sokrates'in karısı Xanthippe (Zentibi) onun kadar ünlüdür. Eğer o Sokrates'in karısı olmasaydı belki de Sokrates olmayacaktı bile denebilir. En azından Nietzsche öyle söyler... Zentibi bugün bütün dillerde en hafifi, 'hırçın' anlamına gelmekte. Çünkü o kocasını felsefeden soğutmak için elinden geleni ardına koymamış... Evde hayatı fırça dırdır, zeh