Alaattin Karaca

Karar

'Yağmur Beklerken'de politik korku

Bu yazıyı seçimlerden bir gün önce yazıyorum. Sonuç ne olur bilmem ama siz okurken artık her şey belli olacak. Ne olursa olsun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.Yakın tarihe baktığımızda Türkiye'nin demokrasiye ve çok partili hayata hiç de kolay geçmediği görülür. İktidar savaşı, Millî Mücadele'den sonra meclisin kurulmasından itibaren oldukç

Ney ile mey arasında

Bu başlığı Neyzen Tevfik için attım. Çünkü mizacı bu iki nesnenin sembolize ettiği bir kültürün meyvesi idi. Ama önce şunu söyleyeyim; serapa bir Şarklıdır Neyzen! Ney'iyle Şarklıdır, mey'iyle de Şarklıydı.Ney, onun Mevlevîlikten beslenen mûti, kanaatkâr, mala, mülke, makama önem vermeyen sûfî tarafını, mey ise Bektaşîlikten gelen derbeder, rint ve

Barbarları beklerken...

Uluslaşma ve devletleşmenin ana amacı, dairesi içine aldığı insanları 'biz' yapmaktır. Çünkü farklılıkların en alt düzeye indirilmesi, devletin ve ulusun gücünü pekiştirir.Nitekim Mehmet Âkif;"Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez"mısralarında bu sosyolojik kanuna vurgu yapar. Devletler, uluslar ya

'Kurt Kanunu'

Oldukça sert, hatta yer yer kanlı bir iktidar mücadelesine sahne olmuştur yakın tarihimiz. Hâli ve istikbali inşa eden geçmiştir denir, doğrudur. Bugünkü iktidar mücadelelerinin kökeninde de tarihteki kavgalar var. Hâlâ aşamadık bu sendromu. Siyaset de tarihten, kutuplaşmayı diri tutmak için faydalanıyor, ne yazık ki!..Ben de hâle bakarken sık sık

Yakup Kadri'den bir anı: Menderes'in yazara saygısı

Yakup Kadri'nin "Politikada 45 Yıl"ından bahsedeceğim bugün. Önemli bir eser. Çünkü yazar, Cumhuriyet'in kurucu kadrosundan, Atatürk'ün yakınında, sofrasında bulunmuş biri ve CHP'nin önemli isimlerinden, İnönü'yle de yakın münasebetleri var.Yazar, eserinde 1922 -1965 yılları arasında geçen ve şahit olduğu bazı politik olayları anlatıyor. Anılar dör

İlhan Berk'in trajedisi

Şairlerin çoğu yaralıdır bence. Hatta modern şiir, büyük ölçüde o yaradan beslenir. Bu açıdan bakılınca şiirin yanlışlardan doğduğunu düşünüyorum, dipteki trajediden. Aklıma meselâ Peyami Safa'nın "Bir Tereddüdün Romanı", "Matmazel Noraliya'nın Koltuğu" geliyor. Bu eserler, Safa'nın kendi iç çatışmalarının infilâklarıdır bence. Ferid'in 'id'i, yani

Osmanlı'nın fotoğrafçıları

Bu hafta eski İstanbul'da dolaşmak istedi canım. Fotoğrafçılar aklıma geldi. Eski gazeteler arasında dolaşırken rastlamıştım onlara. İstanbul'daki ilk fotoğrafçı kim bilmiyorum. Ama sanırım Pascal Sebah ve ağabeyi Cosmi Sebah'ın 1857'de Pera'da açtıkları fotoğrafhane ilklerden biri. Bu fotoğrafhane elden ele devredilip Foto Sabah adıyla 1974'e kada

Bir seyr ü süluk öyküsü 'Gariplerin Kitabı'

İskoç yazar Ian Dallas'ın eseri "Gariplerin Kitabı" (Çev. İsmet özel, Şûle Yay., 2012). Ian Dallas, Abdulkadir Es-Sûfî'nin Müslüman olmadan önceki ismi."Gariplerin Kitabı"nda Abdulkadir Es-Sûfî, kendi arayış öyküsünü; modern dünyanın sadece maddeye odaklı mekanik bilgi ve gerçeklik anlayışından bunalan bir aydının, -tıpkı Cemil Meriç'in "Kültürden

Bize çok gelen şair!

Bilinçaltı, insanın bastırdığı, örttüğü şeyleri sakladığı en mahrem, en karanlık odası bence. Korkular, kaygılar, arzular ve hırslarla dolu bir gayya kuyusu. Oradaki fanteziler, kaygılar, arzular, zaman zaman dile veya kimi hareketlerimize vurur. Ayrıca bastırılmış duygu ya da düşünceler, ruhta her an patlamaya hazır bir bomba gibidir. Bu nedenle b

Siyasette yalan

Tanpınar'ın "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" bir yalandır. Romanın kahramanı zavallı Hayri İrdal, kurdukları 'ayar enstitüsü'nün aslında bir yalan olduğunu bilir bilmesine de işsizlik ve fukaralık belini büktüğü için zamanla başını eğip susar, hatta sonra yalana o da uyar. Ama vicdanının sesi susmaz, arada bir kendi kendine mırıldanır, der ki; "Ah Yar