Alaattin Karaca

Karar

"Midsommar" bir inanç karnavalı, bir psikolojik gerilim

Ari Aster, korku filmleriyle tanınmış bir yönetmen.Bugün onun "Midsommar" adlı filminden bahsedeceğim. Öncelikle "Midsommar"ın alışılmış bir korku filmi olmadığını söylemeliyim. Çünkü alışılmış korku filmleri seyirciyi genellikle korkunç efektler, gotik mekânlar, dehşetli sahneler ve esrarengiz olaylarla bir 'muamma'ya -macera- rapteder. "Midsommar

'La Haine', düşerken değil çarpınca idrak edilir

XX. yüzyıl bir göçler çağı. Savaşlar, iç çatışmalar, ekonomik krizler, baskılar, âfetler sebebiyle insanlar yurtlarını terk edip başka ülkelere göç etmek zorunda kalıyorlar. Ama göçmenlik zor; çünkü bir kopuş, bir gurbet! Bir yabancı, en önemlisi de ötekidir göçmen.İnsan, bir kültürün içine doğar, süreç içinde bir toprağa ruhen ve fiziken kök salar

Camus'nün Düşüş'ü, masalın yıkılışı

Albert Camus'nün "Düşüş"ü (Çev. Hüseyin Demirhan, Can Yay., 2019) bir günah çıkarma, itiraf öyküsü gibidir. Bir zamanlar Paris'te başarılı bir avukat olan anlatıcı- kahraman, Amsterdam'da bir barda, -modern bir kilisedir bar- kendisi gibi Paris'te avukatlık yapan birine her akşam içini döker; 'düşüş'ünü anlatır. Çünkü ona göre "İnsan, tüm yalanları

Mustafa Kutlu'yu farklı kılan...

1970'li yıllarda yayımladığı "Ortadaki Adam" ve "Gönül İşi" adlı eserleriyle edebiyata adım atmıştı Mustafa Kutlu. Ondan sonra bir sürü hikâye. Şimdi bir çizgi, bir damar mı Evet, çağdaş Türk hikâyeciliğinde bir ark!Onu farklı kılan neydi diye düşünüyorum da İlki şu herhâlde: 1950'den sonra 'modern insanın bunalımı'nı, yabancılaşmasını, toplumdan k

Kemal Tahir'in romanları sadece bir antitez mi..

Tarihî roman, geçmişteki bazı olay ve kişileri, o zaman ve mekân içinde canlandırmaktan ibaret değil elbet. Olay ve kişilerin belgelere uygun olması da değil! Çünkü belge, zahiri gösterir, ruhsuz ve resmîdir!..Tarihî romandan beklenen, belgelerin görmediği göstermediği dramı, insanı anlatması. Meselâ bir iktidar mücadelesi anlatılacaksa, karakterle

George Orwell'ın filolog Syme'i ve bizim Syme'ler...

George Orwell'ın "1984"ünde (Çev. Celal Üster, Can Yay., 2011) Syme adlı bir filolog var. Totaliter devletin spesifik uzmanı!.. Geçen hafta spesifik entelektüellerden bahsetmiştim ya, onlardan biri. Dil alanında uzmanlaşmış ve bu konudaki bilgisini totaliter bir düzeni sağlamlaştırmak için Büyük Birader'in hizmetine sunuyor; 'Yenisöylem' inşa ediyo

Evrensel şairden spesifik uzmana...

Entelektüel, bilim, hakikat ve iktidar, birbirleriyle ilişkili kavramlar Ama zamanın siyasi ve sosyal şartlarına göre bu kavramların tanımı ve muhtevası da değişiyor.Bu yazımda entelektüel ve hakikat kavramlarının zaman içinde nasıl değiştiğini ve bunun edebiyatımıza nasıl yansıdığını ele almaya çalışacağım.Michel Foucault, "Entelektüelin Siyasi İş

Hakikat krizi ve mağaradakiler...

İnsanın hakikatle ezelden beri ilişkisi var. Ve herhâlde onu yaşatan asıl güç de hakikatle kurduğu o varoluşsal bağ. Bu, Mevlâna'nın Mesnevi'sindeki ney ile koparıldığı kamışlık arasındaki bağa benziyor. İnsan, fıtratındaki hakikat dürtüsü sebebiyle hayatı boyunca kendini ve evreni anlamlandırmaya, hakikate ulaşmaya ve hakikate uygun bir nizam kurm

Muhafazakâr tepkinin köklerindeki kromozomlar

Ülkemiz, onemli bir surec?ten gec?iyor. Neredeyse herkes is?i gucu bırakıp sec?ime odaklandı, bu siyasi ve psikolojik atmosfer hepimizi kus?attı, hatta c?ogumuz gergin havaya kapılarak hissi tepkiler veriyor, saglıklı tahliller yapamıyoruz. Bense hislerimi olabildigince bir yana bırakıp Turk milletinin siyasi tepkilerinin koklerindeki kromozomları,

'Yağmur Beklerken'de politik korku

Bu yazıyı seçimlerden bir gün önce yazıyorum. Sonuç ne olur bilmem ama siz okurken artık her şey belli olacak. Ne olursa olsun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.Yakın tarihe baktığımızda Türkiye'nin demokrasiye ve çok partili hayata hiç de kolay geçmediği görülür. İktidar savaşı, Millî Mücadele'den sonra meclisin kurulmasından itibaren oldukç