Alaattin Karaca

Karar

'Sanatkâr büyük sanatkârla hesaplaşan adamdır'

Tanpınar'ın günlüklerinde çok hoşuma giden bir cümleyi not etmiştim. Şöyle diyordu: "Sanatkâr, büyük sanatkârla hesaplaşan adamdır." (Tanpınar'la Başbaşa, Dergah Yay., 2008, s. 154). Doğru elbette. Ama sadece hesaplaşan adam mı Hayır! Sadece hesaplaşan değil, 'büyük sanatkâr'la hesaplaşanÖnce hesaplaşmaktan bahsedelim. Bizi taa babaya götürür bu; F

Sezai Karakoç Necip Fazıl halef ve selef

Geçen hafta Sezai Karakoç'la Necip Fazıl'ın münasebetlerine değinmiştim. Nezaket ve saygı dairesinde bir halef-selef münasebetidir bu. Ama hep sakin, daima durgun bir çizgide mi yürümüştür derseniz, hayır!Ben, bu münasebete hiç hissî bakmam! Bloom'un "Etkilenme Endişesi" adlı kitabını da yedeğime alarak, bir halef-selef rekabeti olarak görürüm. San

Sezai Karakoç'un Hatıralar'ından Necip Fazıl'a ateş edenlere

Sezai Karakoç'un Hatıralar'ı kitap olarak basıldıktan sonra özellikle Necip Fazıl'la ilgili yazdıklarının, kanaatimce kasten ya eksik veya aleyhte, hatta yer yer dindarlara ve dine yönelik bir saldırı bahanesi olarak kullanıldığını görmekteyim. Öncelikle şunu belirteyim, tüm hatıralar özneldir, duygusallık içerir, tartışmaya açıktır ve hayatın daim

Sezai Karakoç'un yol'u...

Hatıra yazmak zor iş! Kendini koyuyorsun ortaya, cesaretin kadar ama. Öfkelerin, kırgınlıkların, sevdiklerin, sevmediklerin, inançların, siyasi görüşlerin bir şekilde dökülüyor ortaya. Zülf-i yâre dokunmak da kaçınılmaz! Kimileri kızacak, kimileri sevinecek, kimileri hayal kırıklığına uğrayacak. Hâsılı zor!Sezai Karakoç'un "Hatıralar"ı da öyle! Yer

Karakoç'un Hatıralar'ında Demokrat Parti devri

Karakoç'un "Hatıralar"ında devrindeki edebiyat ve basın hayatına dair gözlemlerle beraber DP, AP, MNP ve MSP'ye dair gözlem ve yorumları da dikkati çekmektedir. Bu minvalde DP'ye ayrılan yer oldukça geniş.Onun bu konudaki görüşleri kanaatimce genelde dindar kesimin DP'ye bakışını da yansıtıyor. CHP'den ayrılan bir grupça kurulduğundan olsa gerek, ş

Sezai Karakoç'un Hatıralar'ı

Karakoç'un "Hatıralar"ı (Diriliş Yay., 2022) iki cilt hâlinde yayımlandı. Epeydir bekliyordum. "Diriliş" dergisinde 27 Temmuz 1988-5 Şubat 1992 tarihleri arasında yayımlandığında zevkle okumuştum. Ama kitapta okumak başka!Ne buldum derseniz, şöyle özetleyebilirim: Cumhuriyetin inşa yılları, sonra Tek Parti dönemi ve İkinci Dünya Savaşı yılları. Erg

Annie Ernaux'nun derin yarası...

2022 Nobel Ödülü'nü kazanan Fransız yazar Anniex Ernaux hakkında yazmak istiyordum. Çoğu okur "Seneler"inin başarılı olduğu kanaatinde ama ben şimdilik "Babamın Yeri" (Çev. Siren İdemen, Can Yay., 2022) ile "Yalın Tutku" (Çev. Yaşar Avunç, Can Yay., 2022) adlı romanlarını okudum. Yazımda "Babamın Yeri"nden bahsedeceğim.Öncelikle şunu belirteyim Ern

Su insanı yakarmış!

Çocukluk dönemindeki yaşantılar, anne ve babayla ilişkiler insanın ruhunda kalıcı izler bırakıyor. Berkun Oya, "Cici" filminde bence tam da buna parmak basıyor.Başta söyleyeyim, "Cici" son yıllarda izlediğim en iyi Türk filmlerinden biriydi. Bir kere fonda, doğada, evde, karakterlerde, diyaloglarda, türkülerde Anadolu'yu kuvvetle teneffüs ediyorsun

Şehirdeki uçarı Karacaoğlan Cemal Süreya

Cemal Süreya'yı, özellikle "Üvercinka"daki şiirleriyle hep şehre düşmüş bir XX. yüzyıl Karacaoğlan'ı gibi görürüm. Uçarı, çapkın, yer yer nüktedan ve hercai Nedim de uçarıdır ama onda şehirli, saraylı bir eda var, Süreya'nın şiirlerine ise bir bozkır çocuğu cesareti, hovardalığı ve laubaliliği sinmiş gibidir. Şarkıya değil türküye, Nedim'e değil Ka

Entelektüel zümren yoksa...

Çınnnn!..Bir şey kopar, bir süreklilik, bir ses kesiliverir. Hâldesinizdir, arkanız kapkaranlıktır, boşluk! Sırtınızı dayayacak bir şey, bir beste, bir şiir, bir dil, bir irfan yoktur artık! Geriye yanlışlıkla bir adım atsanız uçuruma yuvarlanacaksınızdır, korkarsınız. Maziden gelenlerin bir hükmü, kıymeti kalmamıştır. Yapacağınız tek şey sonunuzu,