Vedat Milor

Hürriyet

Yunan adası turunda tadı damağımda kalanlar...

Sakin ve doğayla bütünleşmiş Sifnos'ta altı gün geçirdim. Öğle yemeği için uğradığım sahil lokantalarından Deep Blue'da tattığım denizkestanesi salatasını beğendim. Adanın en iyi lokantasıysa bence Omega3. Bölgeye özgü bisküvi, mezgit saşimi, marine edilmiş zeytin ezmeli karamelize ahtapot ve karabiberli 'kalamar makarna' gibi yemeklerin çoğu yarat

Herise, keşkek ve çocukluk anılarım

Ülkemizin hemen her yöresinde keşkek yapılır ama özel günlerde... Birlik ve beraberliğin, ortak bir kaderi paylaşmanın, karşılıklı sevgi ve empatinin bir ifadesidir. Bizim evde Erzincan usulünde, kuzu gerdan ve köy bulguruyla yapılırdı. Ya Rabbim o ne lezzetti! Kızıltoprak'ta birkaç ay önce ziyaret ettiğim Herise'deki keşkekse Ege usulü. Dana gerda

Yöresel mutfaklar kaybolmaya mahkûm mu

Çeyrek yüzyılda her şey değişti, fine dining lokantalar yöresel özelliğini kaybetti. San Sebastian'da artık hiçbir lokanta beni çok heyecanlandırmıyor. Belki de dünyanın en özel deniz ürünlerine sahip Galiçya'da ıstakoz, denizkereviti gibi malzemelerin en iyilerini bulmak zor. Dışarıdan gelen birileri kırsal yerlerin nimetlerini fark ediyor, bu da

Böyle bir ocakbaşına ihtiyacımız var ama...

Vaktiyle steakhouse konseptini ülkemize getirip başarı yakalayan Emre Mermer, bir süre önce açtığı ocakbaşı lokantayla büyük ilgi görüyor. Tattığımız ciğer iyi, uykuluk süperdi fakat servis kalitesi ve yemeklerin masaya geliş sırası gibi konularda bazı önemli sorunları aşmaları gerekiyor.Emre Mermer, Armutlu'daki kendi adını taşıyan ocakbaşında yem

Tanıdığım en vizyoner gurmenin ardından...

1999 yılında, İtalya'da bir tadım etkinliğinde tanışmıştık. Damak zevki, seçiciliği ve yemeklerle ilgili yorumlarıyla beni hemen etkilemişti. Zamanla daha iyi tanıdım ve gördüm ki gastronomi trendlerini ve yükselecek şefleri herkesten önce o keşfediyordu. Tek ölçütü, tabakta bulduğu lezzetti. Bir zamanlar çok desteklediği şefler, otantik lezzetler

Kaybolan deniz ürünlerimiz ve İstanbul'dan balık lokantaları

Denizlerimizdeki balık türlerinin çoğu tükendi. Kalanın da tadı bozuldu. Tüm bunları bilmeme rağmen yine de İstanbul'da ara sıra balık lokantalarına gidiyorum. Peki, sonuç Balıklar hayal kırıklığı yaratsa da Kıyı Restaurant'da vantuzuyla haşlanıp kereviz sapıyla salatası yapılan ahtapot çok iyiydi. Lakerda tuzunu iyi emmişti. Balıkçı Kahraman'daysa

Özlem duyduğum çağdaş esnaf lokantası!

Terbiyeli nohutlu işkembe çok iyi, işkembesi pamuk gibi... Dana etli soğan dolma belleğimde kaldı, baklava yufkasında ciğer sarma damağımda iz bıraktı. Mimi'nin başarısının sırrı ne Bence şefinin damak zevkinin iyi olması ve yemekleri kendi evinde, sevdiklerine hazırlar gibi pişirmesi... Lokantanın küçük, yemeklerin günlük ve sınırlı sayıda olması

Bu pizzalar gastronomik başyapıt!

Napoli pizzasının esasları, kâr amacı gütmeyen Gerçek Napolitan Pizza Birliği tarafından belirlenmiş durumda. Çoğu İtalya'da olmak üzere 'Napolitan pizzası' sertifikası alan 600 civarı pizzacı var. Bu 600 pizza ustası arasında muhtemelen birinci sıraya Franco Pepe oturur. Pizzalarını tadınca bulut kadar hafif ama lezzetlerinin de bir o kadar yoğun

Mutfağımız dünyada kaçıncı sırada

Taste Atlas'ın 'En İyi 50 Mutfak' listesinde Türkiye'nin 17'nci sırada olması geçen hafta çok konuşuldu. Bu liste nasıl yapılmış, kime sorulmuş, ne sorulmuş; belli değil. Ama daha kötüsü var: Çiğ balık yemeyi küçük görenler, İspanya mutfağını paella, İtalya mutfağını pizza ve makarnaya indirgeyenler... Bana gelen tweet'lerden gördüm ki çoğunluk baş

Michelin Rehberi ve aykırı düşünceler

1, 2 ve hatta erişilmesi en zor olan 3 yıldız konfeti gibi saçılır oldu. Rehberi 'kutsal kitap' gibi görenler, gittiği ülkenin mutfağını temsil eden lokantaları kaçırdı çünkü o lokantalar rehberde ya hiç yoktu ya da yıldız almamışlardı. 1990'lı yıllara kadar bir şefin en az 10 seneden önce 3 yıldız alması mümkün değildi, zamanla bu ölçütler de gevş