Tolga Aydoğan

Cumhuriyet

Nazım, Kuvayi Milliye Destanı ve Melih Bey

Nazım Hikmet'in hapishanedeki yaşantısını Piraye'ye, Kemal Tahir'e ve Memet Fuat'a yazdığı mektuplarda görürüz. Kurduğu dostlukları, Orhan Kemal'e Fransızca öğretme gayretini, Tosca operasının tercüme sürecini, çektiği parasızlığı... O günlerde kaleme aldığı eserlerden biri de Kuvayi Milliye Destanı'dır. Yazılma hikayesi de bir hayli ilginç; 1937 s

"Atatürk ve Çallı'nın Tehlikeli Bir Tablosu"

*İbrahim allı 20 Mayıs 1928 günü Afgan Kralı Amanullah Han Ankara'ya resmi bir ziyarette bulunur. Amanullah Han, devlet başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ilk isimdir. Afgan Kral, seyahatinde Ankara'dan ve Gazi'nin devrimlerden son derece etkilenir. Ailesiyle birlikte Hipodrom ve Orman iftliği gibi özel yerlere ve de bir sergiye gö

Karanlığı aydınlatanlar

1934... 31 Ocak'tan 1 Şubat'a bağlayan gece... Sakin geceyi bir telefon sesi huzursuz eder.Kılıç Ali'nin evi... Onu uykusundan sıçratan telefondan dolayı endişeli... "Bu saatte! Birine bir şey mi oldu" diye tedirgince açar telefonu. "Efendim" Arayan ankaya Köşkü'nden Başyaver Rüsuhi Bey, "Derhal seyahate çıkılıyor. Hemen köşke gelmeniz emir buyuru

Orhan Veli'nin ardından

1950 senesinin soğuk bir Ankara gecesi... Karanlıkta ayak sesleri... Hırıltılı bir nefes... Yalpalar bir sağa bir sola... Adeta bir gemi gibi... Yolunu bulmaya çalışarak yürür. Nereye gittiği meçhul. Sonra belirir gözleri karanlıkta. Bir çift göz bir açılır, bir kapanır, geceyi aydınlatır. Nereye gittiği meçhul... Kolunun altında sıkıştırılmış bir

10 Kasım'ı Yaşayanlar

Yüce Atatürk'ü kaybetmenin acısı hiç dinmiyor, yıllar geçse de aynı özlemle, aynı hüzünle 10 Kasımları yaşıyoruz. Aileden birini kaybetmenin hüznü ile aynı... Anneyi, babayı kaybetmekten farksız Atatürk'ün kaybı... Minnet, sevgi, hüzün, özlem iç içe geçiyor 10 Kasımlarda... Dokuzu beş geçe bir çığlık gibi sirenler çalınca tutamıyorsun göz yaşlarını

'Yine bir mektubun izinde'

1950 senesinde İstanbul'daki dergi yazıhanelerinin birine bir mektup ulaşır. Mektubu yazan gencin amacı öyküsünün yayınlanmasıdır. Derginin sahibi öyküyü beğenmez ve genç yazar adayına olumsuz yanıt verir. Günler geçer, mektubun muhatabı olan genç yanıt verir: "Göndermek lütfunda bulunduğunuz mektubunuzu aldım. İlginize, bizler gibi gençlere karşı

Kayıp bir mektubun izinde

1923 senesinin Aralık ayında Ankara'dan İstanbul'a bir mektup gönderilir. Mektubu okuyan Yahya Bey kendisine biçilen görevi yerine getirmenin zorluğundan olacak biraz buruk biraz da çaresizce şu satırları kaleme alır: "Beyoğlu kitapçı dükkanları bu aralık, bilhassa ciddi eserler cihetinden pek fakir bulunuyor. Mesela emir aldığım Monteskünü'nün üç