Salih Uyan

Türkiye

Kuantum bir sıçrar, iki sıçrar

Geçen hafta internette dolaşırken bir başlık dikkatimi çekti. "Kuantum sıçramaya hazır mısınız" yazıyordu. Girdim baktım. Ekranda şöyle bir metin vardı;

Gençlerden korkulur!

İntihar bombacılarıyla ilgili bir video seyrettim geçenlerde. Gencecik insanlar kamera karşısına geçip son konuşmalarını yapıyor ve sonra kendilerini bir yerlerde patlatıyorlardı. Video bitince aklıma bomba gibi bir soru düştü;İntihar bombacıları niçin hep yirmili yaşlarda oluyor Daha yaşlı insanlar bu iş için daha uygun değil miBiraz garip bir sor

Gittik, tanış olduk geldik!

Türkiye bu sene Bakü Uluslararası Kitap Fuarının onur konuğuydu. Kültür Bakanlığı, İTO ve Yunus Emre Enstitüsü büyük bir başarıya imza atarak ülkemizi fuarın yıldızı hâline getirmişler. Ben de geçen hafta sonu oradaydım. Fuarda imza etkinliğine ve bir de söyleşiye katıldım.

Zamanın kelepçesi ve sonsuzluk

Geçen hafta "Sonsuzluğun Sınırı" isimli bir belgesel seyrettim ve bir cümle çok fena çarptı beni; "Sonsuzluğun yanında hiçbir rakamın değeri yoktur. Bir rakamın yanına istediğiniz kadar sıfır koyun, sonsuzlukla kıyas edildiğinde sıfırdır." Aslında bildiğim bir şeydi ama sonsuzluğu hiç bu kadar güçlü ve derinden hissetmemiştim. Sonra evren, zaman ve

Niyetini bozma!

Son zamanlarda iyi niyetli olduğu için hayatta hep kaybettiğini söyleyenlerin sayısı acayip arttı. Nereye baksam, içinde niyet kelimesi geçen atarlı cümleler görüyorum. Bu nazik kelimeyi sosyal medyanın köşebaşlarında sustalı gibi çevirip, tespih gibi sallıyorlar. Üzgünüm, iyi niyetimin son kullanma tarihi geçmiş. Bundan sonra herkese ederi kadar m

Talimatla çalışan çocuklar

Dikkatimi çeken ilginç bir durum var. Çalıştığım binada bazı kapıların üzerinde "İtiniz" veya "Çekiniz" yazıyor. Bu kapıların önüne gelince önce yazıyı okuyorum. Daha önce defalarca geçtiğim kapı olmasına rağmen tereddüt ediyorum. Ama yazı olmayan kapılarla ilgili bir sıkıntı yok. İtilecek mi çekilecek mi hiç şaşırmıyorum. Yani bir yerde talimat gö

Rota yeniden oluşturuluyor

Fark ettiniz mi bilmiyorum ama hayatımızda Türk dizileri hariç her şey kısalıyor. Uzun süren hiçbir şeye tahammülümüz kalmadı. Sıkılıp bunalma süremiz artık saniyelerle ölçülüyor. Bazen arabayla giderken navigasyon "Yeni bir rota bulundu. 7 dakika kazanmak ister misin" diye soruyor. "İsterim tabii" diyorum ve hemen yolu değiştiriyorum. Gençler de a

Nikâhına mı aldın

Türkiye'de sosyal medyadaki intihal oranları, Güney Kore'deki intihar oranlarıyla yarışır hâle geldi. Kimin eli kimin paylaşımında belli değil. Bir yazı paylaşıyorsunuz. Birkaç gün sonra yazı sizden ayrılıp, el hesaplarıyla "post" hayatı yaşamaya başlıyor. Cümleleri bir sürü insan elleyince de kimden olduğu belli olmayan, gayrimeşru bir yazı hâline

Teknoloji alana kültür bedava

Anadolu'da bir İmam Hatip Kız Ortaokulunda söyleşi yapıyordum. Konuşmamın bir bölümünde Güney Kore'de yaşadığım bir olayı anlatacaktım. "Bir keresinde Güney Kore'ye gitmiştik" diye konuya girdiğim anda salonda ani bir dalgalanma oldu. Herkes yerinden bir oynadı. Çığlık atanlar oldu. Ne olduğunu anlayamadım. "Herhâlde salonda bir fare var ve öğrenc

Yine bir mektup

Geçen hafta başörtüsü, empati ve mesleki etik kavramları arasında ilişki kurmaya çalıştığım ama pek beceremediğim yazıdan sonra bir mektup aldım. Bu konuyu kapatmaya karar vermiştim ama yazan kişinin yaşına hürmeten, noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum. Aslında ilk paragrafa çok dokunasım geldi ama neyse artık! Sayın Salih Uyan, Ben