İnsan belirli bir yaşa gelince neyi kazanıp neyi kaybettiğini daha net görmeye başlıyor. Bu yüzden bir süredir"kazanma hırsına yenik düşmek"cümlesi üzerine düşünüyorum. Kazanmayla başlayıp yenilmekle biten bu cümledeki tezat, hayatımızı özetliyormuş gibi geliyor.
Geçen bir bilgisayar oyunu oynarken daha iyi fark ettim. İnsan puan kazanırken bir yandan canı gidiyor. Sadece kazandığın puanlara odaklanırsan, oyunun yarısında yere serilip kalıyorsun. Yani yüksek bir puanla oyunu kaybediyorsun.Yaşadığımız tam da buna benzemiyor mu Performans notumuzu artırmak için hayat kalitemizde 90'a varan tenzilat yapıyor, öz geçmişimizde satır biriksin diye ömrümüzün en güzel yıllarını harcıyoruz."Pedal çevirmeye devam et, yoksa düşersin!"veya"İnce bir buz tabakası üzerinde kayıyorsan tek çare hız yapmaktır"türünden cümlelerle psikolojimizi bozdular. Tedavi olarak da reçeteye aç karnına"kendine yatırım"yazdılar.Bu nasıl bir yatırımmış anlamadım! Yatır yatır bitmiyor.Etkin İletişim ve İmaj Eğitimini tamamlıyoruz, hop, Çatışma Eğitimi çıkıyor karşımıza. Çatışmayı bitiriyoruz, Diksiyon ve Beden Dili programı başlıyor.Adam muhasebeci, ileride bir yakınımı kaybedersem sıkıntı olmasın diye Travma ve Yas Terapisi eğitimine katılıyor. Günde iki paket sigara içen adam Nefes Teknikleri eğitimi alıyor. Hayatında yumurta pişirmemiş kişiler Gastronomi Atölyesinde hamur açıp, krema çırpıyor.Gerçekten iyice çıldırdık.Bir ağacın gölgesinde uyuyakalmak, gece yıldızlara bakarak çocukluk günlerini düşünmek, eski bir dosta sürpriz yapmak için kilometrelerce yol gitmek Bunların hepsi eskide kaldı. Çünkü içimize öyle bir korku salınmış ki gelişemeyeceğiz diye ödümüz kopuyor.Biraz millîtakıma benzedik galiba. Hayatın ilk yarısında deli gibi koşturup bir gol atıyoruz. İkinci yarıda koşacak hâl kalmıyor. Üst üste iki gol yiyip turnuvaya veda ediyoruz.Bir musibet bin atölyeden yeğdir!Çok nitelikli eğitimler var mı Var elbette. Ama birçok kimse araştırma yapmaya gerek duymadan bodoslama dalıyor atölyelere. Başlığı havalı olsun, ödeme vadeli olsun, sertifika onaylı olsun. Tamamdır.Cehaleti biraz alsın da ne baki kalıyorsa kalsın! Çok önemli değil yani.Kurgu problemlere kurgu çözümler sunan bu eğitim programlarında sadece havalı cümleler yükleniyor insanlar. İş görüşmelerinde elimiz güçlensin, dostlar atölyede görsün hesabı koşturuyorlar.Bu arada biriktirdiğimiz sertifikalar neredeyse arşa değecek ama gerçek bir problemle yüzleşince marş basmıyor. Çünkü hayata hazırlanalım derken hayatı yaşayamıyoruz. Bisiklete binmeyi kitaptan okuyarak öğrenmek gibi bir şey işte.