Salih Tuna

Sabah

Çare tek

İsrail bölgede her geçen gün yeni mevziler kazanmak için yerel müttefikler ararken biz ne yapıyoruz Soru budur, lakin cevap felaket iç karartıcıdır. Zira, ihtilaflarımızı bir kenara bırakıp kenetleneceğimize, ihtilaflarımıza meşruiyet arama aymazlığından vazgeçmiyoruz hâlâ! Üstelik dünya sisteminin patronlarının İsrail'i alabildiğine desteklediğini

Sultanın dönüşü

Henüz bizzat tanışmış değildik ama kimi zaman telefonla konuşuyor, hasbihal ediyorduk. Her konuşmamızın ardından Atasoy Abi'nin şu sözü gelip beni buluyordu: "Yürekleri birbiri içinde eritmeksizin tanışmak olmaz. Gövdelerin birbirini tanımasına, tanışma demek olmaz..." Öyleydi, aramızda yürek birlikteliği, başka bir ifadeyle gönüldaşlık vardı. Bugü

Akepe çoğ didiştiri duruyo gari

Bunlar yıllar yılı "polarizasyondan" çok rahatsız olduklarını dile getiriyorlardı. Dahası, "AKP geriyor, kutuplaştırıyor!" diyor da başka bir şey demiyorlardı. Bunların kavlince... Cumhurbaşkanı Erdoğan başbakanlığı döneminden itibaren diktatördü. AK Parti de meşru değildi zaten. Seçimden açık ara birinci parti çıkması hiçbir şeyi değiştirmezdi. On

Mucize gibi

Çoğunuza "çocuksu" geleceğini tahmin ediyorum ama yine de kimi zaman şu soruya cevap ararken kendimi yakaladığımı itiraf etmek istiyorum: Erken dönemlerinde Mağrip'ten Maşrık'a kadar hızla yayılan İslam dini ne oldu nasıl oldu da, üzerinden asırlar geçtiği hâlde tüm dünyaya hâkim olamadı Başka bir ifadeyle, Müslümanlar neden asırlar boyunca neredey

Süreci baltalasak da mı saklasak

İstanbul'da iki dönemdir ne yaptın ki Türkiye'de de yapacaksın "İstanbul'un kaybedecek 1 dakikası yok" demiştin, yıllardır yatıyorsun! Pardon, yatmıyorsun, belediyecilik dışında her mevzuya cumburlop atlıyorsun. Hayır, cumhurbaşkanlığına kostaklanmanı demiyorum. Mesela, Suriye'deki "değişimden" rol çalmak istercesine harekete geçmiştin de Şam Valil

İkisi de muhalif fakat...

Öcalan'ın "PKK'yı feshetme çağrısı" şeklinde hülasa edeceğimiz mektubu üzerine muhtelif tepkiler arzı endam etti. Futbol tribünleri de bigâne kalmadı; küfürlü sloganlar koro halinde terennüm edildi. Enteresandır; bir yılı aşkın süredir çoluk çocuk katleden soykırımcı İsrail'e İspanya'daki futbolseverler bile her fırsatta tepki gösterirken, bizimkil

Kürt'ün gururu Türk'ün bekası

Öcalan hangi nedenle olursa olsun ve hatta hangi maksada matuf olursa olsun nihayetinde "aşırı acıklı masalıyla" yüzleşti. Yaptığı çağrıda yer alan şu ifadeler tastamam bunun göstergesidir: "1990'larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkârının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK'nin anlam yoksunluğuna ve aşı

CHP'li dostlarıma müjde!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "proje" olduğunu siyasete girdiği günden itibaren bizzat "gözlemlediğini" dile getiren CHP'li dostumu aradım. "Hani projeydi..." dedim. Usulsüz diploma vakasının İmamoğlu'nun ayağına dolandığını kastettiğimi şappadak anladı. Kesik bir kahkaha attı ve kendinden gayet emin biçimde, "Henüz proje bitmedi, sonunu bekle..."

Cimbom'un saçmalığı, Mourinho'nun hırtlığı

Büyük şairimiz İsmet Özel "insan haklarının" bütün insanları ifade etmediğini, sadece Yahudiler için var olduğunu yıllar önce dile getirdiği konuşmasında şöyle bir tanım yapmıştı: "Bir Yahudi'nin dünyanın her yerinde rahat yaşaması için gerekli şartlara insan hakları denir..." İkinci Cihan Harbi'nden sonra her şey bu tanımı doğrular şekilde gelişt

İmamoğlu'nu o mu sattı

Cumhurbaşkanlığı seçim gecesinde İBB Başkanı İmamoğlu'nun "Bunlar aldatan, yalancı insanlardır. Bu kadar net söylüyorum. Sayın Genel Başkanımızın oyu yüzde 49, Sayın Erdoğan'ın yüzde 45 civarında; net..." şeklindeki açıklamayı yaptığı anın görüntüsü gözümün önünden hiç gitmedi. Hayır yahu, nasıl da "mahcup" olmuşlardır diye değil. (Öyle "hunhar" du