BAE ve İsrail destekli Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) uzun süredir korkunç bir kuşatma altında tuttuğu Faşir'de yaptığı katliamlar şöyle bir gündeme geldi, sonra da kayboluverdi.
Halbuki, Kuzey Darfur'un başkenti Faşir'de etnik temizlik ve vahşet alabildiğine sürüyor.
Katledilenlerin sayası on binlerle ifade ediliyor.
Sudan'ın son büyük kalelerinden biriydi Faşir. Ne yazık ki (malum vekil şebeke) HDK'nın kontrolüne geçti.
Siviller için neredeyse hiçbir güvenli alan kalmadı.
Faşir'de yaşananlar, küresel güçlerin ve tedarikçi işbirlikçilerinin çıkarları söz konusu olduğunda ne denli değişmez olduklarının da göstergesidir.
***
Sudan'daki dramın perdesi yeni açılmadı.Hasan Turabi gibi karizmatik ve entelektüel liderleri, Batı'nın dayatmalarının aksine İslami bir model denediği andan itibaren Sudan her türlü yöntemle cezalandırıldı.
O kadar ki, Afrika'nın üçüncü büyük ülkesi olan Sudan, emperyalizmin vekâletle yönettiği bir laboratuvara dönüştürüldü.
Turabi'nin devre dışı bırakılışı...
ABD'nin Hartum'daki El Şifa İlaç Fabrikası'nı herkese malum rezil bir yalanla (Güya kimyasal silah üretiliyormuş) bombalaması...
Güney Sudan'ın Sudan'dan kopartılması...
Hepsi ve daha nicesi Sudan'ın Batı'nın kontrolünden çıkmaması içindi.
Takdir edersiniz ki, emperyalizmin bölgede kontrol altında tuttuğu her yer aynı zamanda emperyalizmin biricik jandarması İsrail'e alan açmaya yöneliktir.
***

2