Salih Tuna

Sabah

Köyden indim ABD'ye

Bir süre önce Kılıçdaroğlu ile Babacan'ın 6'lı masa sakinlerinden "gizli" görüşmelerini manidar bulduğumu söylemiştim. Öyle ya, istedikleri zaman 6'lı masada görüşüyorlardı, ayrıca "ikili" görüşmeye ne gerek vardı Ne ki sobelendiler, işin gizli saklı yanı kalmadı. CHP kurmayları da bu görüşmeyi olağan göstermek için Kılıçdaroğlu'na alelacele bir ba

Bir tek Erdoğan bilmiyor he mi

Elim bir trafik kazası sonucunda kaybettiğimiz oldukça "dindar" bir arkadaşımızın evine taziyeye gitmiştik. Babası ayakta zor duruyordu. Abisinin gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Merhum arkadaşımızın ilahiyatçı, medreseli arkadaşları olduğumuzu bildikleri için bizden Kuran okumamızı özellikle beklemişlerdi. Fakat okumamıştık. Bir Yasin, ha

Kılıçdaroğlu orda hep kazanır

İngiltere'de bugünlerde kale direkleri konuşuluyormuş. Neden mi Üst üste aldığı yenilgiler sonucunda alt sıralara düşen Hull City'nin bu hafta konuk edeceği Birmingham maçı öncesi görevliler kale direklerinin 5 santim uzun olduğunu tespit etmişler. Nereden baksanız futbol sahalarında hiç yaşanmamış bir acayip durum! Söz konusu 5 santim görevlilerin

Sakallı bebek muhalefeti

En "gevşek" halka olarak gördükleri "sanatçılardan" başlayarak herkese mahalle baskısı uyguladılar. Bundan da istedikleri randımanı tastamam aldılar. İktidardan kendileri kadar nefret etmeyen herkesi itibarsızlaştırmak için her yolu mübah gördüler. AK Parti ve Erdoğan'dan en az kendileri kadar nefret etmekle birlikte, yeri geldiğinde muhalefeti de

Taş yok mu taş

Mehmet Ali Çelebi'ye tepkileri ilk günden itibaren anlamaya çalışıyorum. Tepki dediğim lafın gelişi, bildiğiniz linç! Kin ve nefretle dolu hakaretler gırla gitti. En aklı başında olanları bile "Taş yok mu taş!" coşkusuyla saldırıya geçti. Biraz romantik olanları da "Bundan sonra yansın, yıkılsın dünya!" yollu arabeske bağladı. Hülasa, muhalif güruh

Alevi cumhurbaşkanı olamaz mı

Sevgili Kılıçdaroğlu ABD'den yaptığı sosyal medya yayınında, "Gençlerimize Bay Kemal sözüdür bu" diyor. Sizi bilmem ama benim dikkatimi çeken verdiği söz (artık neyse) değil, "Bay Kemal" etiketi oldu. Yurtdışında da terennüm ettiğine göre, Erdoğan'ın mezkûr "hitabını" iyice benimsemiş demek ki. Ne "Gandi Kemal" ne de "Mustafa Kemal"i bu kadar içsel

Nerde o eski komünistlikler!

CHP'liler "dindarları" vaktiyle, "gerici, tarikatçı, yobaz, örümcek kafalı" gibi yaftalarla aşağılamaya çalışırlardı. Namaz kıldığı için merhum Erbakan'a da "takunyalı" lakabını takmışlardı. O vakitler muhafazakâr mütedeyyin kesimler de CHP'lilere "komünist" derlerdi. Devir çok değişti... CHP'liler dindarlara "gerici" veya "örümcek kafalı" falan d

Erdoğan'ın o imajı neden bitmedi

Sadık Albayrak üstadımızla geçen gün ordan burdan, kitaplardan hasbihal ederken laf döndü dolaştı, bir anekdotunu dercettiğim Prof. Nur Vergin'e geldi. Anekdot mu Bizzat fakire anlatmıştı ya hani; bir misafiri evindeki geniş kütüphanesindeki Kur'an-ı Kerim'i görünce hayretle ünlemiş, "Nur! Senden bunu beklemezdim!" demişti. Sadık ağabey Nur Vergin'

'AKP'nin eskilerinin yeni CHP'si

Sevgili Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü özgürlüğünü yasal güvenceye alma çıkışı CHP'li dostlarımız için çok manidar bir "deneyim" oldu. Ne yalan söyleyeyim... "AKP'nin elinden kozunu aldık; muhafazakâr seçmenin elini rahatlattık, artık bize gönül rahatlığıyla oylarını verecekler..." yollu ellerini ovuşturanların tweetlerini keyifle okudum. Gerçi "hayal

Çok güzel bilmiyorsun aferin!

İşyerlerimiz ayrıydı ama her gün birlikteydik. Ahmet Kekeç kardeşim Fatih'te haftalık bir dergi çıkarıyordu, benim de yayınevim vardı. Ahmet'in dergisindeki makaleler daha çok siyasi içerikliydi. Benim bastığım kitaplar da öyleydi. Lakin, muhabbetlerimizde siyaset pek yer kaplamazdı. Sanat, edebiyat, müzik ve hatta mizahtan söz ederdik. Henüz 80'li